Silahını çıkartıp kafama dayadı!..

Silahını çıkartıp kafama dayadı!..



“14 Kasım sabahı kalktım. Köylüleri sordum, köyden bir traktörün geldiğini söylediler…”
 

 

1979 yılı, kasım ayında ilk öğretmen olarak Sivas ili Kangal ilçesinin şirin bir köyüne atamam yapılmıştı. 12 Kasım 1979 tarihinde hazırlığımı yapıp bir yatağı balya yapmış, bir çuvala da birer kap mutfak eşyası alarak yola çıkmıştım. Bir de içinde giyecek eşyam olan bir bavulum vardı…

13 Kasım’da Sivas iline indim. Sivas ilinden Kangal ilçesine, oradan da Çetinkaya nahiyesine gittim.

O yatak ile çuvalı ne zorluklarla taşımıştım. Gittiğim ilçede yatak mı yoktu, mutfak eşyası mı yoktu? Bilemiyorum belki hepsi de vardı ama görenek yoktu. Belki de alacak paramız yoktu. Balıkesir’den Sivas’a yatak ve mutfak eşyası götürüyordum… Çetinkaya’da o gün otelde yattım. Otelde çalışan genç “Hocam senin gideceğin köye yol yok. Ancak traktörle gidebilirsin, o da iki saat sürer” dedi. “Şansına yarın köyden traktörle gelen olursa ancak gidebilirsin.”

“Peki kışın nasıl gidiyorlar?” dedim.

“Kışın yayan gidip geliyorlar, o da 4 saat sürüyor” dedi.

Çok üzülmüştüm. Çok da yorgundum, yattım uyudum. 14 Kasım sabahı kalktım. Köylüleri sordum, köyden bir traktörün geldiğini söylediler. Traktörün sahibi ile buluştuk. O da alışverişini yaptıktan sonra eşyaları yükleyip yola çıktık. Köyden gelenlerle birlikte dört kişiydik. Köylülerle sohbet ederek gittik. Köyde üç öğretmen varmış, ben dördüncü öğretmen oluyordum.

Tahminen iki saat sonra köye vardık. Ben okulun yanında indim. Arkadaşlar geldiler. Üç kişiydiler. Hoş-beş ettikten sonra lojmana geçtik. Lojmanda biraz sohbet ettikten sonra, müdür olan arkadaş kalktı, dolaptan şarap şişesini çıkardı, çay bardaklarına şarabı doldurup ikram etmeye başladı. Benden önceki arkadaş alıp bir yudum içti. Sıra bana geldi, biraz durdum.

Hatırıma geldi. Balıkesir’den ayrılırken İsmet Çetinkaya abinin yanına uğramıştım. İsmet Abi, başımıza gelecekleri sanki biliyordu. “İçki filan ikram ederlerse, ailemden görmedim, midemden rahatsızım, bu zamana kadar da alışkın olmadığım için içmiyorum” dersin, demişti.

“Hocam içmiyorum” dedim. “Neden” dedi, “Ailemden görmedim, hiç de içmedim, midemden rahatsızım” dedim. Arkadaş içki tepsisini bırakıp, belinden silahını çıkarıp, kafama dayadı. “İçeceksin Hocam” dedi.

“Hayır içmiyorum, silahı çektin madem tetiği de çek” dedim. DEVAMI YARIN