Şimdi uyuyacak zaman değildir!

Muhammed bin Fazl el-Belhî hazretleri evliyaınn meşhurlarındandır. Afganistan’da Belh’te doğdu. İlk tahsilinden sonra büyük velî Ahmed bin Hadraveyh’in sohbetlerinde kemale geldi. İcazet aldıktan sonra Semerkant’a gidip burada çok talebe yetiştirdi. 319’da (m. 931) orada vefat etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
“Ey sonu harap olacak olan bir evi tamir etmeye çalışan kişi! Allahü teâlâya yemîn olsun ki, bu çalışma; harap olacak ömür için tamirden başka bir şey değil de nedir?”
“Ey aklını, fikrini, gönlünü, mal-mülk toplamaya vermiş kişi! Böyle yapma, bu işlerden geri dur. Zira, mal-mülk sevincinin neticesi hüzün ve kederdir. Ağlayıp sızlamaktır.”
“Ey gaflet uykusuna dalmışlar! Artık uykudan uyanınız. Şimdi uyuyacak zaman değildir. Ey kerîm olan Allahü teâlâdan yüz çevirenler! Siz O’ndan yüz çevirip haddi aşıyorsunuz. Allahü teâlânın sayısız nimetleri içindesiniz. Dünyânın parasına, malına, mülküne kalbinizi bağlamayın. Bir gün gelip, her şey yok olup, elinizden çıkacak.

Ancak Allahü teâlâ ve O’nun sevdiği, beğendiği ameller kalacaktır. Nerede o azgın, taşkın Firavunlar? Öyle ki, ovalara ve çöllere sığmayan orduları vardı. Nerede o gelmiş geçmiş krallar, hükümdârlar? Nerede onların methedicileri? Nerede onların siyah bayrakları ve sancakları? Nerede o dünyânın doğusuna ve batısına sahip olan İskender?

Nerede ilim irfan sahipleri? Nerede vefalı dostlar, kardeşler, yakınlar? Onların yaşadıkları yerleri gez gör ve onlardan haber sor. Neticede hepsinin öldükleri haberini alırsın.

Ümmetlerden nicesi toprak altında olup, kalpleri de hasret ile doludur. Onlar himâye (koruma) altında idi. Onlar ve yaşadıkları vakitler de ölüp gitti. Zaman, esef ederek onlar için ağlamakta ve yaşlar dökmektedir. Dün onların hepsi evlerinde yaşamakta idi. Bugün ise, toprağın altında kemik ve toz yığını hâlinde bulunurlar. Dünya durdukça salât ve selâm, Muhammed aleyhisselâmın ve âlinin üzerine olsun.”

“Kişide îmân, ihlâs ve pişmanlık bulunursa, Allahü teâlâ onun bütün günahlarını affeder.”
“İnsanın her işinde ölçülü hareket etmesi, büyüklerini memnun eder.”
“Allahü teâlâ, nice günah işlemiş kimselere yardım etti Onları iyi hâle getirdi. Fakat, dininin yolunu tıkamak, ona zarar vermek isteyenlere karşı ise cebbardır. Onlara ceza vermeye gücü yeter.”