“Sıratı kolay geçmek istersen”

“Sıratı kolay geçmek istersen”



 

 

“Eğer sırat üzerinde bir an bile durmadan geçip Cennete girmek istersen, Allahü teâlânın dîninde bid’at çıkarma!”

 

İbnü’l-Felekî hazretleri büyük hadîs âlimlerindendir. 427 (m. 1036) senesinde İran’da Nişâbûr’da vefât etti. Kitabında naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:

Ebû Hüreyre (radıyallahü teâlâ anh), Resûlullahın (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Ey Ebû Hüreyre! Kur’ân-ı kerîmi öğren ve öğret. Şüphesiz ki, sen bu hâl üzere ölürsen, melekler senin kabrini Kâbe’nin ziyâret edildiği gibi ziyâret ederler. İnsanlara sünnetimi istemeseler de öğret. Eğer sırat üzerinde bir an bile durmadan geçip Cennete girmek istersen, kendi görüşüne göre Allahü teâlânın dîninde bid’at çıkarma!”

Hazreti Ömer halifeliği zamanında, bir gün üzüntülü bir şekilde yolda giderken Hazreti Ebû Zer ile karşılaştı. Ebû Zer (radıyallahü anh) “Sizi üzüntülü, kederli görüyorum. Bir şeyiniz mi var?” diye sordu. Hazreti Ömer “Beşir bin Âsım (radıyallahü anh) biraz önce, Resûlullah efendimizin şu sözünü nakletti; “Kim Müslümanların bir işinin başına geçerse, o hesap günü Cehennemin üzerindeki bir köprüye getirilerek orada durdurulur. Şayet dürüst hareket etmişse kurtulur. Eğer düzgün hareket etmemişse, köprünün üzerine bastığı yeri delinir. Yetmiş yıllık mesafeden aşağı düşer.” Hazreti Ömer, hadîs-i şerîfi okuyup bitirince, Hazreti Ebû Zer “Siz, bunu Resûlullahtan duymadınız mı?” dedi. Hazreti Ömer “Hayır” deyince, Hazreti Ebû Zer şöyle dedi: Ben de Resûlullahtan şunu işittim. Buyurdu ki; “Müslümanlardan birisini bir memûriyete tayin eden, hesap günü Cehennemin üzerindeki bir köprüye getirilerek durdurulur. Eğer memuriyete tayin edilen dürüst bir kimse ise, o kurtulur. Dürüst bir kimse değilse, köprü delinir. Oradan, zifiri bir karanlıkta, yetmiş yıllık mesafeden aşağı düşer.” Hazreti Ömer’e “Bu hadîs-i şerîflerin hangisi size daha çok tesîr etti?” diye sorulunca “Her ikisi de bana tesîr etti. Buna göre, bu kadar ağır mesûliyetiyle bu hilâfeti kim üzerine alır?” buyurdu.

Hazreti Ebû Zer, “Allahü teâlâ bu işi, kim dürüst ve mütevâzı ise ona verir. Biz sizin hakkınızda iyilikten başka bir şey bilmiyoruz. Şayet âdil olmayan birini bir memuriyete tayin etmiş iseniz, onun da vebalinden kurtulamazsınız” buyurdu.