Son sözü Kelime-i şehadet oldu

Son sözü Kelime-i şehadet oldu



“İki el silah sesi duydum ardımızdan. Karım kollarımın arasına yığılırken, göz göze geldik…”

 

Oğluma dedim ki: “Sakın korkma, hepsi sızıp kaldılar! Haydi, çabuk getir kasaturayı!”

Korkarak da olsa oğlum, ısrarım karşısında gidip kasaturayı aldı. İpleri kesmesini söyledim. Ellerim ayaklarım kurtulunca, nasıl fırladığımı bilemiyordum. Bir anda üç eşkıyayı hakladım. Tam bu arada karım da elleri kan içerisinde, odaya daldı. Meğer karım da yüzbaşıyı gebertmişti…

Zaman kaybetmedik. Toparlanıp dışarı çıktık. Kovadan boşalırcasına yağmur yağıyordu. “Olsun! Daha iyi!” dedik. Düştük yollara… İçimde müthiş bir eziklik vardı… Namusumuza bir halel gelip gelmediğini bilemiyordum… Karım yüzbaşıyı nasıl öldürmüştü? Bizce meçhuldü… Ama tehlikeyi savuşturduğumuzda öğrenecektim… Çok yerde karımın elinden tuttum, oğlumu omuzuma aldım. Aklımızdaki şey, ortalık ağarmadan, bu yana geçebilmekti.

Ardımızdan takip edileceğimizi hiç ummuyordum. Çünkü evde olan askerlerin hepsini yüzbaşıyla birlikte etkisiz hâle getirmiştik. Fakat büyük bir ihtimalle Dimitri alçağı olacak, ardımızdan seslendiğini duyar gibi oldum:

“Bunun intikamını sizde koymam!” diye bağırıyor gibiydi.

İki el silah sesi duydum ardımızdan… Karım kollarımın arasına yığılırken, göz göze geldik… Titreyen dudaklarıyla bir şeyler söylemek istiyordu. Kulağımı yaklaştırdım:

“Korkma Yusuf… Alnın açık gezebilirsin! Yemin ederim ki namusuna halel getirmedim!”

Son sözü Kelime-i şehadet oldu kucağımda… O zamana kadar sizler geldiniz işte!

             ***

Bağcı’nın Yusuf, bunları söyledikten sonra hüngür hüngür ağlamaya başladı yeniden… Yusuf ve oğlu, bizde üç gün daha misafir olduktan sonra, onları alaya teslim ettik. Cenazeyi de usulüne göre defnettik

Evet… Teğmen Ethem Efendi, buna benzer çok ibretli hatıralar anlatırdı hep… Kıbrıs Barış Harekâtı zamanı dinleyenleri çoğalmıştı… Çünkü savaş zamanının heyecanı sarmıştı hepimizi… Böyle ibretli hatıraları ne anlatan ne dinleyen kalmıştı… Nice soydaşımız, nice din kardeşimiz Musul’da Kerkük’te Afrin’de… Aynı zor günlerdeymiş, kimin umurundaydı? Böyle onlarca ananın, böyle yüzlerce Bağcı’nın Yusuf’un sesini duyacak yetkili neredeydi? Şimdi çok şükür Mehmetçik ülkesinin güvenliği ve al bayrağın dalgalanması için yine dosta güven düşmana korku salmaya başladı… Rabbim yardımcıları olsun…

           Rumuz: “Öğretmen”-Malatya