“Söyleyin şu adama, gitsin buradan!”

“Söyleyin şu adama, gitsin buradan!”



Bâlî Efendi “rahmetullahi aleyh” hazretleri, Anadolu evliyâsının büyüklerindendir…

1572’de İstanbul’da vefât etti. Bu zâtı bir düğün yemeğine dâvet ettiler.

Kabul edip teşrîf etti.

Ancak yemek sırasında birisi yüksek sesle malayani, boş şeyler konuşup üzdü bu büyük velîyi.

Mübârek zât onun bu hareketinden rahatsız olmuştu…

Ev sâhibini çağırdı.

Yavaşça kendisine;

“Şu adama söyleyin. Ya sussun, ya da gitsin buradan!” diye fısıldadı kulağına.

Ev sâhibi “başüstüne” dedi.

Ve gidip îkaz etti adamı.

Ancak o, susmadığı gibi, dışarı da çıkmadı.

Devam etti edepsizliğine.

Ev sâhibi çâresizdi!..

Geri gelip büktü boynunu. Hani “ne yapayım, dinlemiyor” demek istedi.

Mübârek zât;

“Üzülme. O şimdi burayı terk edecek” buyurdu.

Hakîkaten o an kapı çalındı.

Bir çocuk, heyecânla girdi…

O adamın yanına koşup “Yetiş amca, sizin çocuk damdan aşağı düştü!” dedi. Bunu duyan adam fırladı hemen dışarı.

Gidiş o gidiş.

Bir daha da gelmedi oraya.

Oradakiler hayretle birbirlerine bakışıp “Allah dostlarını üzenlerin cezâsı acele verilir!” diyorlardı birbirlerine…