Süleymân bin Cezâ

“İbâdetlerin kabûl olmaları için, önce insanın Ehl-i sünnet îtikatında olması ve ibâdetlerin sahih olmaları, sonra, ihlâs ile yapılmaları şarttır.”

Süleymân bin Cezâ hazretleri, birçok kitâptan ve en çok hüccet-ül-islâm imâm-ı Gazâlî’nin kitaplarından toplayarak hâzırladığı (Ey Oğul) ilm-i hâl kitâbını 960 [m. 1552] senesinde yazmıştır. Çok kıymetlidir. Ey Oğul ilmihâl kitabının baş tarafı şöyledir:
Elhamdü lillahi Rabbil âlemîn. Vessalâtü vesselâmü alâ Resûlinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihi ecma’în.
Ey Oğul! Senin için, üçyüzaltmış hadis-i şerif, kırktört haber ve dînimizin direği olan namazın yedi şartı, beş rüknü, yedi vâcibi ve ondört sünneti, yirmibeş müstehabı ve ondört müfsidini, hanefî mezhebi âlimlerinin kitaplarından toplayıp, sana beyan ettim. Bunlarla amel edip, feyz-ü necâta dahil olasın!
Bil ki, bindoksan âdâbı sen ve senin gibi Müslüman evlatları için topladım. Bunlar ile amel edersen, sana yeter. Eğer tembellik eder de Allahü teâlâya âsî olur, bunları terk edersen, dünyada esaret ve rezâlete, âhirette azâba düçâr olursun. Bunlarla amel edip, din kardeşlerine de tavsiye edersen, senin için faydası olur. Sana hayır duâ ederler. Hak teâlâ, duâlarını kabûl eder. Zîrâ kul, kulun duâsı ile affolunur.
Ey Oğul! [Namazın ve] bütün ibâdetlerin kabûl olmaları için, önce insanın Ehl-i sünnet îtikatında olması ve ibâdetlerin sahih olmaları, sonra, ihlâs ile yapılmaları ve insanın üzerinde kul hakkı bulunmaması şarttır. Hadis-i şeriflerde, (Yâ Sa’d! Duânın kabûl olması için helâlden ye! Bir lokma haram yiyenin, kırk gün ibâdetleri kabûl olmaz) [Yâni sevap verilmez] ve (Haram cilbâb ile, yâni gömlek ile kılınan namaz kabûl olmaz) ve (Üzerinde haramdan cilbâb bulunan kimsenin ibâdetlerini Allahü teâlâ kabûl etmez) ve (Gayrimüslime zulmedenden, Kıyâmet günü, onun hakkını ben isteyeceğim) ve (Kâfir dahî olsa, mazlumun duâsı reddolmaz) buyuruldu.
O hâlde, ey Müslüman! İbâdetlerinin kabûl olmasını istiyorsan, hırsızlık etme! Hîle ve hıyânet yapma! İşçinin ücretini, teri kurumadan önce ver! Kiraladığın malı, umûmî yerleri tahrip etme! Borcunu çabuk ve tamam öde! Dâr-ül-harbde, yâni kâfir memleketlerinde de ve kâfirlere karşı da, bu haklara riâyet eyle! Fitneyi uyandırma! Fitne çıkarmak, ortalığı karıştırmak, felakete sebep olmaktır, haramdır. Müslümanlığın güzel ahlâkını herkes senden öğrensin. Hakîkî Müslüman hem İslâmiyete uyar, günah işlemez, hem de, kanûnlara uyar, suç işlemez. Fitne çıkarmaz. Hiçbir mahlûka zarar vermez…