Sünnet kelimesinin dinimizdeki manası

Sünnet kelimesinin dinimizdeki manası


Sünnet kelimesi yalnız olarak söylenince; bütün İslamiyetin bildirdiği hükümler, emir ve yasaklar demektir.     Sual: Sünnete uyan, sünneti yerine getiren, sünneti iyi bilen tabirleri din kitaplarında geçmektedir. Buradaki “sünneti iyi bilen” tabirinden, Peygamberimizin emirlerini, sünnetini iyi bilen manası mı anlaşılmaktadır? Cevap: Sünnet kelimesinin dinimizde üç manası vardır. Kitap ve sünnet birlikte söylenince, kitap Kur’ân-ı kerim, sünnet de hadis-i şerifler demektir. Farz ve sünnet denilince, farz Allahü teâlânın emirleri, sünnet ise Peygamber efendimizin sünneti yani emirleri demektir. Sünnet kelimesi yalnız olarak söylenince, İslamiyet yani bütün İslamiyetin bildirdiği hükümler, emir ve yasaklar demektir. Fıkıh kitapları böyle olduğunu bildiriyor. Mesela Kudûrî muhtasarında “Sünneti en iyi bilen imam olur” diyor. Cevhere kitabında burayı açıklarken; “Sünnet demek, burada ahkâm-ı islâmiyye yani İslamiyetin hükümleri demektir” diyor.            *** Sual: Bidat ne demektir, bidat denilince ne anlayacağız? Cevap: Bidat, dinde sonradan yapılan şey demektir. Peygamber efendimizin ve Onun dört halifesinin zamanlarında bulunmayıp da, onlardan sonra, dinde meydana çıkarılan, ibadet olarak yapılmaya başlanan şeyler demektir. Mesela namazlardan sonra hemen Âyet-el-kürsî okumak lazım iken, önce Salâten tüncînâyı ve başka duaları okumak bidattir. Çünkü Peygamber efendimiz zamanında böyle yapılmıyordu. Bunları, Âyet-el-kürsîden ve tesbihlerden sonra okumalıdır. Namazdan, duadan sonra secde edip de kalkmak bidattir. Ezanı hoparlörle okumak da bidattir. Çünkü Peygamber efendimiz zamanında ezan, yüksek yere çıkarak, müezzinin kendi sesi ile okunmakta idi.            *** Sual: Bir Müslümanın, nefsine ağır geldiği için devamlı olarak, dinin azimet dediği yani zor olan hükümleri yapması doğru mudur? Cevap: Azimet, İslamiyetin izin verdiği şeyleri yapmamak, evlâ, her şeyin en iyisini yapmaktır. Nefis, azimeti ve evlâyı istemez. Nefsi iman etmemiş olanların, ruhsatlarla amel etmesi tavsiye edilmiştir. Böyleleri hakkında Hadîkada deniyor ki: “Bir kimsenin nefsi, kolaylıkları yapmak istemezse, bunun azimetleri bırakıp, ruhsatla amel etmesi efdal olur. Fakat ruhsatla amel etmek, ruhsatları araştırmaya yol açmamalıdır. Çünkü nefse, şeytana uyarak, mezheplerin kolay yerlerini araştırıp toplamak, yani telfîk etmek haramdır.”

Comments are closed.