“Susmak, konuşmaktan iyidir!”

“Susmak, konuşmaktan iyidir!”



Buhara’da yetişen büyük velilerden Mevlâna Nizameddin Hamuş hazretlerinin talebelerinden veya sevenlerinden biri, bir sıkıntıya düşseydi, o sıkıntıyı, ondan daha fazlasıyla kendisi çekerdi.

Çok merhametliydi.

Çok da şefkatliydi.

Sevenlerine, sık sık;

“Susmak, konuşmaktan daha faydalıdır. Susmakla ve lisan-ı hâl ile insanlara faydalı olamayan kimse, konuşmakla hiç faydalı olamaz” buyururdu.

● ● ●

Sadeliği tercih ederdi.

Gösteriş yapmazdı.

Kendini “hiç” bilirdi.

Çok mütevazı idi.

Kendisinden bir “keramet” meydana gelse, onu, hocalarının ve diğer büyüklerin latife ve sıfatları olduğunu söylerdi.

● ● ●

Bir talebesi anlatır:

Bir gün yanındaydım…

Başkaları da vardı.

Bir ara kalbime bazı “uygunsuz düşünceler” geldi.

Mani olamadım.

Ama mübarek hocam, keşif yoluyla bu hâlimi anladı.

Ve bana dönüp;

“Hakk ehli, Allah’ın izniyle kalpten geçeni bilebilir. Allahü teâlâ ise herkesten daha iyi bilir” buyurdu.

● ● ●

Biri de anlatır ki;

“Hocamız mescide varsaydı, kapı da kilitli olsaydı, içeri girmek niyetiyle elini uzattığında, Allahü teâlânın izniyle kapı kendiliğinden açılır ve rahatlıkla içeri girerdi.”

Comments are closed.