Tâbiînin en yükseği

Veysel Karânî hazretleri, Resûlullah Efendimizi “aleyhissalâtü vesselâm” görmeden sevmiş ve Tâbiînin en yükseği olmuştur.
Harem bin Hayyân der ki: Üveys’i çok merak ediyor, bir kere olsun görmek istiyordum. 
Nihâyet Kûfe’de buldum kendisini. Su kenarında abdest alıyordu. Yaklaşıp selâm verdim.
“Aleyküm selâm ey İbni Hayyân!” dedi. 
Çok şaşırdım. Zîrâ ismimle hitab etmişti bana. 
Cevâben;
“Elhamdülillah iyiyim. Ama siz beni ilk gördünüz, ismimi nereden biliyorsunuz?” diye sordum. 
O cevâben;
“Her şeyi bilen ve gören bildirdi” dedi.
“Resûlullahtan bir hadîs okur musunuz” dedim. 
“Ben Onu baş gözüyle görmedim ve kendi ağzından hiç hadîs işitmedim” buyurdu.
Sonra bir âyet-i kerîme okudu ki meâlen; “İnsanları ve cinleri, beni tanımaları ve bana ibâdet etmeleri için yarattım” buyuruluyordu.
Sonra bir sayha vurup, feryad etti. Aklı gitti sandım.
Sonra bana;
“Ey Harem! Buraya ne için geldin?” diye sordu.
Cevâben;
“Sizi tanımak için” dedim. O zaman; “Bir Mü’min Rabbini tanıyınca, Ondan başkasını tanımasına ne lüzum var? buyurdu.
Hoşuma gitmişti. 
Nasîhat istedim. 
Bana bakıp;
“Ey Harem bin Hayyân! Yattığında, ölümü yastığının altında bil, sabah kalktığında ise karşında” buyurdu.
Ondan sonra konuşmadı.

Comments are closed.