“Takıya ortak olmasın” diye

“Takıya ortak olmasın” diye



 “Ne kadar sevindim anlatamam. Ama bu sevincim uzun sürmeyecekti biliyor musunuz?”

 

Çocukluğumdan beri aynı semtte yaşayan bir okuyucunuzum.

Komşuluk bizde sanki yıllardan beri hiç değişmedi desem yeridir. Mahalleli genel olarak o kadar iyiyiz ki birbirimize karşı, nazar değmez inşallah.

Tam karşımızda bir apartmanın bodrum katında yaşayan bir fakir komşumuz vardı. Annesi felçli, babası ise gündelikçi bir insan olarak günübirlik çalıştığıyla evinin nafakasını temin etmeye çalışıyordu. Hiç kimseye zararları olmayan kendi âlemindeki bu ailenin Murat isimli bir çocukları vardı. Murat çok terbiyeli, mahallenin büyüklerine saygılı pırıl pırıl bir çocuktu. O sebeple mahallede oyun oynarken bizim evimizi kendi evi gibi bilir, serbestçe kapıyı çalıp içeri girerdi. Hatta kışın soğuk havalarda gelir evimizde sıcak ortamda ödevlerini bile yapardı…

Her defasında veda ederken de kibarca “teşekkür ederim teyzeciğim” diyerek ayrılırdı.

Murat’ın sünnet olma yaşı neredeyse geçiyordu. Ama ailesi ona sünnet düğünü yapacak para bulamıyordu. Evimizin aynı sırasında oturan başka bir komşumuzun oğlunun sünnet olacağını duyduk. Gidip onlara Murat’ın durumunu anlatalım dedik.

Daha biz ağzımızı açmadan onlar da aynı konuyu söylediler:

“Çocuğumuzu sünnet ettirirken sizin karşınızda oturan Ulviye Hanımın oğlu Murat’ı da sünnet ettireceğiz…”

Ne kadar sevindim anlatamam. Ama bu sevincim uzun sürmeyecekti. Sünnete iki üç gün vardı. Murat bize çizgi film seyretmeye gelmişti. Oğlumla oturup televizyona bakıyorlardı. Annem Murat’a seslendi. Düğün akşamı üzerine giymesi gereken pijama, terlik kıyafet vs. almak için mağazaya götürecekti onu. “Bizim de bu düğüne böyle bir katkımız olsun Murat…”

Fakat Murat’ın gözleri yere düştü. O boyun büküş hâlini görseydiniz, sizin de gözleriniz bizim gibi dolar gelirdi. Fakirlik bu kadar zor bir şeydi? Murat kısık sesle cevap verdi anneme:

-Sultan Teyze bana öyle şeyler lazım değil.

-Niçin oğlum?

-Ben düğün gecesine katılmayacağım.

-Niye?

-Yani katılmayacakmışım.

Bunu söylerken yetim gibi boynunu büken Murat, dokunsalar ağlayacak hâldeydi.

“Takıya kalırsam takı bölünürmüş de o yüzden.”

Ortalık buz kesmişti… DEVAMI YARIN

Comments are closed.