Taşkesenli Ahmed Efendi

Taşkesenli Ahmed Efendi, 1848 (H.1264) senesinde, Bingöl’ün Karlıova ilçesine bağlı Hacılar köyünde doğdu. Tasavvufta ilerlemek için Seyyid Sıbgatullah Arvâsî’nin dergâhına giderek teslim oldu. Burada Seyyid Sıbgatullah Arvâsî’nin en büyük halîfelerinden olan Şeyh Abdurrahmân-ı Tâgî ile tanıştı. Sıbgatullah Arvâsî’nin vefâtından sonra yerine geçen Abdurrahmân-ı Tâgî’ye bağlandı. Onun sohbetlerinde kemâle gelerek, icâzet aldı. Abdurrahmân Tâgî, insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını öğretmesi için Ahmed Efendiyi Erzurum’a gönderdi. Erzurum ve çevresinde maddî ve mânevî ilimlerle büyük hizmetlerde bulunan Taşkesenli Ahmed Efendi, 1909 (H.1327) senesinde 61 yaşında iken vefât etti. Vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:

ÜÇ?TÜRLÜ?İLAÇ…
(Mevâhib-i ledünniyye) ikinci cildde diyor ki: Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” üç türlü ilâç kullanırdı:
Kur’ân-ı kerîm veyâ duâ okurdu. Fen ile bulunan ilâçları kullanırdı. Her ikisini karışık kullanırdı. (Kur’ân-ı kerîmden şifâ beklemeyene şifâ nasîb olmaz) buyururdu. (Fâtiha) sûresini okumanın, hastalıklara şifâ olduğunu bildiren hadîs-i şerîfler (Beydâvî) ve (Çerhî) tefsîrlerinde ve Senâullah-ı Dehlevî “rahmetullahi aleyh”nin yazdığı (Tefsîr-i Mazherî)de yazılıdır. İmâm-ı Kuşeyrî “rahmetullahi aleyh” buyuruyor ki:
Kur’ân-ı kerîmdeki altı şifâ âyetini bir tabağa yazıp, su koyarak eritilir. Hasta içerse Allahü teâlâ şifâ ihsân eder. Âyet-i kerîme ve duâ elbette şifâ verir. Fakat şartların gözetilmesi de lâzımdır. Okuyanın veyâ yazanın ve hastanın buna inanması şarttır. Hastanın, zararlı olan gıdâlardan, şüpheli ilâçlardan perhîz etmesi, soğuktan sakınması, lüzûmlu şeyleri yapması, harâmdan, zulümden sakınması lâzımdır. Hadîs-i şerîfte,
(Allahü teâlâyı unutarak, gafletle edilen duâ kabûl olmaz) buyuruldu. Resûlullah efendimiz hasta olunca, (Kul e’ûzü)leri okuyup, kendi üzerine üflerdi.

ŞİFÂ ÂYETLERİ…
(Şifâ âyetleri) şunlardır: Tevbe sûresi, ondördüncü âyetinin sonu, Yûnüs sûresi, elliyedinci âyetinin ortası, Nahl sûresi, altmışdokuzuncu âyetinin orta kısmı, İsrâ sûresi, seksenikinci âyetinin baş tarafı, Şü’ârâ sûresinin sekseninci âyeti, Fussilet sûresi, kırkdördüncü âyetinin orta yeridir…