Tek benim elim havada kalmıştı

Lise ikinci sınıfın başlarındaydık. Sınıftaki öğrenci arkadaşlarımın çoğunun maddi durumları iyiydi. Aralarında çok iyi olanlar da vardı. Çoğu, dershaneye gidiyordu. Bir kısmı da dershane haricinde ayrıca özel ders falan alıyordu.

Ben ise bırakın özel dersi, dershaneye bile gidemiyordum… Benim bölümüm sayısaldı. Bu bakımdan dershaneye gitmeyi en çok ben istiyordum. Lakin ne kadar istersem isteyeyim maddi durumumuz elverişli değildi.
Başarmak için gitmem gerektiğini ailem ile paylaştım. Önemini anlatmaya çalıştım. Ben ne dersem diyeyim onlar gönderemeyeceklerini söylüyorlardı. 
Bu çaresizliği çok kafama takıyor ara ara kimseye göstermeden tenha yerlerde ağlıyordum. 
Bu arada yine alıştırmaların peşini bırakmıyor, bazı zamanlarda arkadaşlarımın dershane defterlerini emanet alıp eve getiriyor, böylece konulardan hepten uzak kalmamaya çalışıyordum. Ama bu çalışmalar elbette ki benim başarıya ulaşmama yetmiyordu. 
Dershaneye gitme arzusuyla içim içimi yiyordu. Belirli zamanlarda aileme dershaneye gitmek için çok direttim. 
Babam çaresizce dershane fiyatlarını araştırmaya başlamış. Bunu öğrendiğimde ümitlendim ama yine de çok sevinemedim. Çünkü ailemi zor durumda bırakmak da istemiyordum. 
Çaresizlik gerçekten zordu… Her namazdan sonra Allahü teâlâya yalvarıyor, büyük velîleri vesile ederek “Aileme külfet olmadan dershaneye gitmeyi hayırlısıyla nasip et ya Rabbi” diye dua etmeye başladım… 
Mantığım “parasız nasıl gidilebilir ki?” diyordu ama Allahü teâlânın her şeye kadir olduğunu düşünerek dua etmekten vazgeçmedim. Yalnız ona sığındım. Yalnız ondan istedim… 
Birkaç gün sonraydı. Fizik öğretmenimiz nasılsa derste bir soru yöneltti sınıfa:
-Sınıfa kaç kişi dershaneye gidiyor?
İki üç kişi dışında herkes parmak kaldırdı. Tekrar sordu öğretmenimiz:
-Dershaneye gitmek isteyip de maddi durumu sebebiyle gidemeyen var mı?
Bunu sorunca önce şaşırdım ama parmağımı da kaldırdım. Baktım tek benim elim havadaydı.
Öğretmen Lise 1. sınıf not ortalamamı sordu. Hayli yüksek olduğunu duyunca hemen ismimi not aldı. 
Ertesi gün idareden çağırıldım. Bir kurum tarafından dershaneye kaydımın yapıldığı söylendi. İnanamadım. Rüya gibiydi… Hayal gibiydi… Ama hayatta ve işte okulun idaresinde idim… Ve resmen gideceğim dershane ve gönderen kurum belliydi… Ne demişler: “Hak irade eyleyince, yol verir herkes sana/Halk eder sebepleri, bol verir her şey sana.”  
 Rumuz: “Gurbetçi”-Aksaray