Tıraşı yarım bırakan berber!

Tıraşı yarım bırakan berber!



Bir gün Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerine, bâzı sevdikleri “Efendim, bize ihlâs hakkında bir misâl verir misiniz?” dediler.

Şunu anlattı onlara:

Mekke’de bulunurken tıraş olmak üzere bir berbere gittim.

Ve “Allah için saçımı düzeltir misin” dedim.

O ara birini tıraş ediyordu.

O da mevkî sâhibi biriymiş.

Berber, o kimseye;

“Beyefendi! Bir zahmet siz kalkar mısınız!” dedi.

O kalkınca beni oturttu yerine.

Adamın tıraşı yarım kaldı.

Canı da çok sıkıldı.

Onu yatıştırmak için;

“Kusura bakma beyim. Allah için bir şey istendiğinde o işi yapmak için acele edilir” dedi.

Ertesi gün oldu…

Bir kese “altın” geldi bir yerden.

Götürüp berbere verdim.

Ancak kabul etmeyip;

“Kardeşim, ben sana o iyiliği Allah için yapmıştım. Karşılığını Rabbim kat kat verir” dedi.

● ● ●

Bu zât, misâfirine çok ikrâm ederdi.

Evde ne varsa çıkarırdı önlerine.

Bir gün ona dediler ki:

“Pek çok ikrâm yapıyorsunuz.”

“Evet biraz öyle.”

“Ama malınız azalıyor.”

“Olsun, malım azalıyorsa ömrüm de bitiyor.”

“Birazını saklasanız?”

Mübârek zât;

“Mal, saklamak için değil, harcamak içindir. Bırakıp gideceğime, Allah yolunda harcarım daha iyi” buyurdu.