Tören atlarına benzeyeceklere!..

1960’lı yıllara kadar, Türk ordusunda, atlı birlikler vardı. Süvari ve Topçu sınıfı birliklerde at da bulunurdu. Zaten temelinde Osmanlının Sipahi sınıfı olan bu birlikler, çevik ve hızlı hareket kabiliyetliydi. Top çekicilerdeki üstün güçlü atlar ve bilhassa katanalardan kuruluydu. Her türlü savaş eğitiminde bu atlardan tarih boyunca ecdadımız yararlandı. Tabiidir ki milli günlerimizdeki tören geçişlerinde de, bu atlar olurdu. Her tören öncesi, birkaç defa prova yapılır. Nasıl yaya birlikleri, kalıp gibi düzenli ve rap rap topluca geçerse, atlı birliklerdeki o güzelim atlar da, bu zaptı rapta uygun harekete iyice alıştırılırdı.
Bu atlara miri atlar denirdi. Devlette çalışan her görevli gibi, bunların da belli bir hizmet süreleri vardı. Bu sürenin sonunda, bu atlar ihale ve açık artıma ile halka satılırdı. 1940-1950 yılları arasında yapılan böyle bir satışın hikâyesini anlatacağım:
Edirne’deki böyle yaşı gelmiş miri atların satış ihalesi var. Birçok kişi bilhassa, Edirne köylüleri ihaleye pey verirler. Herkes kesesine göre fiyata bir atı alır. Uzunköprülü bir köylü çok beğendiği gösterişli bir atı almanın sevincini yaşar. Paraları peşin sayıp hemen atını teslim alır. Atına binip Edirne’den Havsa’ya doğru yola çıkar… At şehir içinde çok canlı ve tam bir küheylan. Şehir bittikten sonra ise süklüm püklüm. Havsa’ya girişte at yeniden canlanır. Tekrar Uzunköprü tarafına doğru köy yollarında süklüm püklüm… Adam köyüne girince at yine tam bir küheylan. Herkes hayran. Köylüden müşteri olan olana. Komşu köylerden bir zengin ağa ata talip olur. Köylü hemen satar. Zira o atını yolda iyi tanımıştır. Meğer bu askeriyede, tören atlarından biri. İnsanları, kalabalıkları görünce şahin gibi, ıssız yollarda ise bitkin ve yorgun…
Bu yazıyı 5 haziran günü kaleme aldım. Seçim konuşmalarının en hararetli günleri. Bir hafta daha Türkiye, bugüne kadar görmediği şekilde ne kurtarıcı ve halksever, halkıçı, kurtuluş reçeteleri uzmanlarını dinleyecek. Meğer sade hükumet değil bütün partiler; ülkeyi kurtuluş yollarını biliyormuş. Ama şimdiye kadar tevazularından bunu söylemeye utanırlarmış! Seçim döneminde, artık her türlü tevazuu bir yana bırakıp; coştular. Coştukça koştular. Meğer ne projeleri varmış. Neler biliyorlarmış Fakirlik, işsizlik, geri kalmışlık vız geldi. Şu anda seçimi kimin kazanacağı belli değil. Ama kaybedenler, eğer tören atı gibi kendi iç çekişmelerine dönerlerse bu millet onları affetmez.
Bu yazıyı kesip saklayın. Ki 4 sene sonraki seçimlerde lazım olabilir!..

Comments are closed.