TUNUSLU ÂLİM İbn-i Abdûs Kayrevânî

İbn-i Abdûs Kayrevânî hazretleri Mâliki fıkıh âlimidir. 202 (m. 817)’de Tunus’ta Kayrevan’da doğ­du. Başta Sahnûn olmak üzere çeşitli âlimler­den fıkıh öğrendi. 260 (m. 874)’de Kayrevan’da vefat etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Îmân bilgilerinden sonra ilimlerin en güzeli ve en üstünü, fıkıh ilmidir. Allahü teâlâ Bekâra sûresi 269. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruyor ki; “Hak teâlâ dilediği kimseye faydalı ilim (hikmet) ihsân eder. Kime hikmet verilmişse muhakkak ona çok hayır verilmiştir. Bu âyet ve öğütleri, ancak kâmil akıl sahipleri anlar.” (Kelbî, buradaki hikmetin fıkıh ilmi olduğunu bildirmiştir.)

Neml sûresi 15. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: “Biz, Dâvûd ve Süleymân’a (hüküm ve kaza) ilmi verdik. Onlar da, [Allahü teâlâya hamdolsun ki, (nübüvvet, kitap ve sâir ilimler ve hikmetle) bizi (kendilerine bu hasletlerin verilmediği) mü’minlerin çoğu üzerine üstün kıldı] dediler.” (Tefsîr âlimlerine göre, bu âyet-i kerîme; ilmin şerefinin diğer birçok nimetlerden üstün olduğuna işârettir. Kendilerine ilim verilenler, diğer müminlerin çoğundan faziletli olurlar.)

Mücâdele sûresi onbirinci âyetinin sonunda meâlen buyuruluyor ki: “… Allahü teâlâ kendilerine ilim verilen (ilimleriyle âmil olan) âlimlerin derecelerini yükseltir…”

Allahü teâlâ Zümer sûresi 9. âyetinde meâlen buyurdu ki: “Bilen ile bilmeyen, hiç bir olur mu? Bilen, elbette kıymetlidir.” İlmin faziletine dâir, daha birçok âyet-i kerîme vardır…

Hadîs-i şerîflerde de buyuruldu ki: “Allahü teâlâ bir kuluna hayır murâd ederse, onu dinde fakîh kılar ve onu doğruya (irşâd eder.)” “Her kim Allahü teâlânın dîninde fakîh olursa, Allahü teâlâ ona, din ve dünyâ sıkıntılarında kâfidir.” “Allahü teâlâ, ilim öğrenmek için yola çıkan kimseye, Cennet yollarından bir yolu kolaylaştırır. Melekler, ilim talebesinin yaptığı şeyden râzı olarak, kanatlarını onun üzerine gererler. Semâda ve yeryüzünde bulunanlar ve denizlerdeki balıklar onun için istiğfarda bulunurlar.” “Âlimin, âlim olmayan âbide üstünlüğü, dolunayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir.” “İlimsiz zühd, kirişsiz yaya benzer.”

“Âlimler, peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler, dirhem ve dinar miras bırakmadılar. Onlar, ancak ilmi miras bıraktılar. Kim ilim alırsa bol nasîbe kavuşmuştur.”