Türk dilinde soykırım

İslam harflerinin kaldırılıp yerine latin alfabesinin kabulü
tek kelime ile korkunç bir depremdir. Harf devrimi ile 1000 yıllık Türk- İslam
medeniyeti yıkıldı. Bir gecede bütün halk cahil oldu. Kütüphanelerde
yüzmilyonlarca eser okunamaz hale geldi.

 

Harf devriminin temel gayesi halkı İslamiyetten koparmak
idi. (İnönü hatıraları cilt2) Türk dilinde korkunç bir katliam yapıldı. Arapça,
Fransızca ve öz Türkçe kelimeler atılarak uydurma kelimeler ile Türk dili
kabile dili haline getirildi.

CHP bütün bu tahribatı Lozan’da İngilizlere verdiği sözü
(gizli anlaşma) için yaptı. 124 yıl önce Jahmes Redhouse’nın bastırdığı
İngilizce- Türkçe sözlükte Türkçe kelimeler İngilizceden fazla idi. Türk dili
bir ilim ve edebiyat dili idi.

1923’ten sonra CHP dikta iradesi kelimeleri ata ata Türk
dili kabile diline döndü. Her millet başka milletlerden “kelime” almış ve kendi
gramerine ve diline göre kollamıştır. Balkanlar Osmanlıca kelimeleri almıştır.
Sadece Sırpçada binlerce kelimenin aslı Türkçedir. İngilizce ise çeşitli ülke
dillerinden alarak zenginleşmiştir. İngilizcede sadece 4000 Korece kelime
vardır.

CHP’de tek parti iktidarı Türk diline barbarca ve istilacı
devlet gibi davranmıştır. Ne hazindir ki, dünya ülkeleri dillerini
zenginleştirirken Türkiye dilini fakirleştirmiştir. Arapça kelimelerin atılması
ise halkın İslamiyeti hatırlamasını önlemek içindir.

Türk dilinde (münakaşa- münazara ve mübahase) atılarak tek
kelimeye indirilmiştir. Bunların yerini tartışma almıştır. Tasfiye ve
uydurmalarla Türk dili bozuldu. Ve bunun neticesi insanların düşünce ve fikir
üretme, geniş hayal ufukları dumura uğradı.

Kültürümüz, sanatımız geriledi. Dil bilgini Heidderger’e
göre: “Biz dili konuşmayız. Dildir bizim aracılığımızla konuşan… Yeryüzünde
hiçbir dil Türkçenin 20. Yüzyılda yaşadığı türden bir katliama maruz kalmadı…
Dil devrimi sadece yüzlerce yıllık bir kültürü, harflerinden, kelimelerinden,
kitaplarından, seslerinden mahrum etmedi. Bir milletin ifade imkanlarını
kısıtlayarak ruh ve anlam dünyasını bozdu…”

Dil ve harf devrimi bu ülkenin yeniden “Cihan devleti” yani
süper güç olmasını önlemek ve İslam Dünyasından tecrit etmek için yapıldı. Dil
devrimi aynı zamanda manevi bir soykırımdır. Sonradan uydurulan sentetik
(uydurma) Türkçe, zihni işleyişimizi sekteye uğratacak düşünme yeteneğimizi,
akıl yürütme gücümüzü zayıflattı. Sonuçta derinliksiz, ifade imkanları
fevkalade kısıtlı bir dile mahkum edildik.’