Türk olduğumuzu anlayınca

Türk olduğumuzu anlayınca



“İçeri girerken kontrol edilmiştik. Türk olduğumuz anlaşılınca bir daha kontrol ettiler…”

 

Ramallah’tan dışarı çıkmak mı istiyorsunuz, beğenmezse çıkarmıyorlar. Aslında bütün kentler bu şekilde. El Halil’e gittik. Orada İbrahim aleyhisselâmın mescidini ve kabrini ziyaret edeceğiz. Orası tamamen Filistinli Müslümanların yaşadığı bir kent… Orada bile onun mezarına ve camisine giderken İsraillilerin kontrolünden geçiyorsunuz. Her an her dakika her saniye yer yerde bir baskıyı hissederek yaşıyorsunuz.

Bütün ziyaretleri tamamladık. Son gün bizi havaalanına yine Filistinli bir taksi şoförü getirdi. Bizim Türk olduğumuzu öğrenince çok duygulandı… Cumhurbaşkanımız hakkında Türkler halkına övgü dolu sözler söyledi. “Bu benim cep telefonum. Bir daha gelirseniz sizi misafir etmek istiyorum” dedi.

Havaalanına girişte bizi sıkı bir kontrolden geçirdiler. Bir sürü sorudan sonra içeri girdik.

Havaalanı kapısından içeri girerken Türkçe konuşmamız bir sivil görevlinin dikkatini çekmiş. Hemen durdurdu ve sürü soru sormaya başladı… Kendisine Fransa’dan ziyaret sebebiyle geldiğimizi vs. anlattık. İçeri girerken kontrol edilmiştik. Müslüman ve Türk olduğumuzu anlayınca bir daha kontrol etmişlerdi. İçeri girdik. Orada da bize bir form doldurttular. Mesela ‘bu valizleri Fransa’da kendi ellerimle doldurdum. Valizim kimsenin eline geçmedi. Kimseyle de alakası yoktur vb. bütün sorumluluğu kabul ediyorum’ anlamında formu doldurup imzalayıp veriyorsun.

Celal Ağabey ile formları doldurduk. Valizlerimizi içeri verdik… Biz de kontuardan içeri gireceğiz… O an bir uygulama ile daha karşılaştık… Celal Ağabeyi başka bir kapıya yönlendirdiler. Beni başka bir kapıya yönlendirdiler… Uçağa farklı kapılardan gitmek zorunda kaldık… Orada bir kere daha kontrolden geçirildim, tek başıma… Yani tam dört defa kontrolden güvenlik kontrolünden geçtik… Ben kontrolümden geçtim ama Celal Ağabey bir türlü gelmiyordu. Bekle babam bekle… Allah’ım ne oldu acaba? Meğer ondan niçin ve ne hakkında şüphelendilerse içeride tekrar anadan üryan soyup arama yapıp öyle izin vermişler…

Aşağılama mı dersiniz, zulüm mü dersiniz, güç gösterisi mi… Ya da güvenlik tedbirinde zirve mi? Adını siz söyleyin!..

         Ali Gedikoğlu-Fransa

Comments are closed.