Türkiye’nin yıldızı parlıyor

The Guardian’ın ifade ettiği gibi “Türkiye’nin çağı geliyor.” Ancak iç ve dış düşmanlar bu durumu önlemek istiyorlar. Amerikalı gazeteci John Reed “Dünyayı Değiştiren 10 Gün” adlı eserinde, bazı ülke ve şahısların “Yıldızının parladığı an”ları izah etmektedir. Türkiye’nin Başbakan Erdoğan ile yıldızının parladığı bu süreci sona erdirmek isteyenler vardır.
Son günlerde “Türkiye baharı” ile “Arap baharı” kucaklaştı. Emperyalist ve süper güçlerin ellerinde milyarlarca, trilyonlarca dolar vardır. Dolar çökerse hepsi çöker. Bu yüzden ABD’yi yaşatmaya çalışıyorlar. ABD’nin geleceği yoktur…
Bazı Arap yazarlarına göre “Neo-Osmanlıcılıktan Araplar rahatsız”dır. Ancak Türkiye’nin Neo-Osmanlı diye bir hedefi yoktur. Ama en az 400 yıl hakim olduğu topraklara ilgi göstermesi ve Hristiyan Batı emperyalizmine karşı çıkması asla Neo-Osmanlıcılık değildir.
İnkârı mümkün olmayan bir gerçek şudur: Batı buzdağı gibi giderek eriyor ve batıyor. Ama henüz Doğu’da doğum yok. Batı’da olduğu gibi Türkiye’de de Batı ve batıl giderek erimektedir. İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’yı ABD çöküşten kurtardı. Şimdi ise Avrupa’yı kurtarmak için Doğu’dan eller uzanıyor. Batı çökerse Doğu da sarsılır. Çin 1 trilyon dolar mal aldığı Avrupa’yı kurtarmak için söz verdi. Çin’in elinde trilyonlarca dolar var. ABD çökerse bu dolarlar kağıt durumuna düşer. Birleşmiş Milletlerde reform yapmak şarttır. 193 ülke 5’li çetenin esiridir. Veto imtiyazları kaldırılmalıdır. Washington’daki Georgetown Üniversitesinde İslami Araştırma Profesörü olarak görev yapan John L. Esposito, Bosna-Hersek’te yayın yapan günlük “Avaz” gazetesine verdiği mülakatta, “Başbakanlık koltuğundaki Erdoğan’la Türkiye çok güçlü bir ülkedir” dedi…
Afrikalı yazar Frant Fanon’un ifadesiyle “Hep insandan bahseden fakat insanı nerede görse öldüren” Batı dünyaya nizam verme hakkını kullandı ve kaybetti…
Paris’teki Sorbonne (IV) Üniversitesinde Türk Dünyası ve Türkiye-Avrupa ilişkileri kürsüsünü yönetmekte olan Tancrede Josseran’ın iki hafta önce verdiği konferansın metninde şunlar yer alıyordu: “2000’lerin başına kadar pasif ve Anadolu’nun korunması kaygılarıyla sınırlı olan Türkiye’nin dış politikası AK Parti iktidarında kökünden değişti. Artık çok boyutlu ve çok dinamik bir dış politika yürütülüyor. Türkiye imparatorluğu(nu) yeniden farkına varıyor…”