Türklerin kimliği

Türk adının kökeni  M.Ö. 14. asra dayanır. 3400 yıl önce dünya sahnesine “TİK” ya da “TİKLER” olarak çıkmışlardır. M.S. 6. Asırda kurulan Göktürk Devletinin Orhun Kitabelerinde ismi “Türük” olarak geçer.
Çin İmparatoru Gök-Türk Kağanı İşbara’ya yazdığı mektupta; “Büyük Türk Kağanı” olarak hitap eder. Çin kaynaklarında Türk “Miğfer” manasına gelir. Ünlü Alman Türkolog Albert Von Lecog’a göre Türk kelimesi güç ya da kuvvet anlamına gelir.
İlk Türk yurdu, Altay Dağlarından Urallar’a kadar uzanan Hazar Denizi kuzeydoğu bozkırlarından Tanrı Dağlarına kadar geniş bir bölgedir. Tarihçilere göre; Altay Dağları, Etnologlara göre İç Asya’nın kuzey bölgesi. Dil araştırmacılarına göre Altayların veya Kingar Dağlarının doğu ve batısında Kültür tarihçilerine göre: Altay-Kırgız bozkırları arasında. Sanat tarihçilerine göre: Kuzeybatı Asya sahası. Antropologlara göre: Kırgız Bozkırı-Tanrı Dağları arasında…
Türk nüfusu şu anda 400 milyon civarındadır. Ve 36 yerde bulunmaktadır. Bunlar arasında “Türk lobisi” kurulursa son derece iyi olur.
Müslümanlığın kabulünden önceki Türk Devletleri:
Hun Türkleri: Çin kaynaklarına göre “Hiung-Nu” M.Ö. 8. (800) asırda ortaya çıktılar. M.Ö. 200 yıllarında Teoman Yapgo’nun önderliğinde devlet kurdular. Teoman’ın oğlu Mete zamanında Japon Denizi ile Hazar Denizi arasında genişlediler. Türk Kara Kuvvetlerinin daha doğrusu Türk ordusunun kuruluşu Mete Han’a dayanır.
Germenler ve Romalılar üzerinde üstünlük kurdular. Attila devrinde M.S. 434’de “Altın Çağı”nı yaşadı. Asya ve Avrupa’nın en güçlü devleti idi. Attila’nın ölümü ile imparatorluk iktidar kavgası ile dağıldı. Macarlar, Hunların torunları olarak kendilerini sayarlar.
Göktürler: Türk adı ilk defa resmî devlet adı oldu. Göktürler ile “Ergenekon Destanı” âdeta bütünleşmiştir. Ergenekon Destanı; Göktürklerin kökenlerini ve tarih sahnesinden kaybolup tekrar meydana çıkmalarını anlatır.
Ergenekon’un yeri Aral Gölü çevresi veya Ötüken’e yakın bir yerde olduğu tahmin edilmektedir. Bu destan Çin kaynaklarında ve İslam döneminde tarihçi Reşideddin’in “Camiü’t- Teravih” adlı kitabında geçer…

Comments are closed.