Ubeydullah bin Hüseyin

Ubeydullah bin Hüseyin Kerhî hazretleri, Hanefî fıkıh âlimlerindendir. [260] senesindedoğdu, 340 [m. 952]’ta Bağdâd’da vefât etti. Muhtasar kitabında buyuruyor ki:
Cenaze sâhiplerinden büyük, küçük erkeklere ve yaşlı kadınlara rast gelince, taziye etmek, yanî, başın sağ olsun demek gibi, sabır tavsiye etmek müstehaptır. Taziye için, (A’zamallahü ecrek ve ahsene azâek ve gafere limeyyitik) denir ki, (Allahü teâlâ, sevâbını, dereceni arttırsın ve güzel sabretmeni nasîp eylesin ve meyyitinin günâhlarını affeylesin) demektir. Musîbetlere, elemlere sevâb olmaz. Bunlara sabretmeye sevâb verilir. Fakat, elemlere sabredilmese de, günâhların affına sebep olurlar. Hastalık da musîbettir. Meyyit sâhibinin, taziye için, üç günden az, bir yerde bulunması câiz ise de, câmide beklemesi ve kadınların hiçbir yerde beklemeleri câiz değildir. Definden sonra duâ edilir. Sessiz olarak Kur’ân-ı kerîm okunur. Yüksek sesle okumak mekrûhtur. Sonra cemâat ve meyyit sâhibi, işleri başına dağılmalıdır. Üç günden sonra taziye yapmak mekrûhtur. Ancak uzakta olanlar ve yakın olup da, geç haber alanlar için mekrûh olmaz.
Cenâze çıkan eve komşuların ve yakında oturan akrabânın, bir gün ve gecelik yemek göndermeleri müstehaptır. Ölü evinden yemek, helva dağıtılması mekrûh ve çirkin bir bid’attir…
Birinci, üçüncü, yedinci, kırkıncı ve elliüçüncü gibi günlerde helva, çörek gibi şeyler yapmak ve kabir başında yemek dağıtmak ve hâfızları, hocaları, mevlidcileri toplayıp, okutup yemek vermek mekrûhtur. Bunların çoğu, gösteriş için, şöhret için yapılmaktadır. Bu bid’atler yapılırken, araya nice harâmlar da karışmaktadır. Bunların yapılmasını vasiyet etmek de bâtıldır. Dinlenmez ve günâhtır.

KABİR AZÂBI…
Hadîs-i şerîflerde, (Kabir, Cennet bahçelerinden bir bahçe yâhut Cehennem çukurlarından bir çukurdur) ve (Kabir azâbından Allaha sığınırız) ve (Üzerinize idrâr sıçratmayınız! Çok kimseye kabir azâbı bundan olacaktır) ve (Meyyit, ehlinin, evlâdının ağlamalarından azâp duyar) buyuruldu. Resûlullah efendimiz, iki kabir yanında durup, (Bunlardan biri, idrâr sıçramasından sakınmadığı için, diğeri ise, Müslümânlar arasında söz taşıdığı için, kabir azâbı çekiyorlar) buyurdu. Ölürken kaç yaşında olursa olsun, Cennette erkekler de, kadınlar da, hep otuzüç yaşında olacaktır.