Üç büyük müjde

Osmân Bey’in dedesi Gündüz Alp avlanırken, bir nidâ duydu.
Birisi Ona;
“Hey Gündüz Alp!” diye sesleniyordu.
Durup baktı etrâfa.
Kimsecikler yoktu.
“Kimsin?” diye bağırdı.
Aynı ses;
“Ben Kayı şeyhiyim. Semerkant’tan sesleniyorum. Diyeceğim şu ki, Ertuğrul’a iyi bak. Zîra o, bir devletin temelini atacak!” diye cevap verdi.
Gündüz Alp;
“Baş üstüne” dedi.
Heyecandan tüyleri diken diken oldu.
Atına atlayıp, sür’atle sürdü.
Ama atı aksi yöne seğirtti.
Bir çadırın önünde durdu.
“Hayırdır inşallah” dedi.
Ve indi attan.
Merakla girdi çadıra.
Nurlu bir zât görüp;
“Kayı Şeyhi siz misiniz?” diye sordu.
O nurlu zat cevâbında;
“Hayır, ben Molla Tâceddin Hârezmî’yim. Ey Gündüz! Evlâdından Ertuğrul’a dikkat et. O, yakında çok kuvvetli bir devlet kuracak” dedi.
Birkaç gün geçti.
Obaya, Alp Sofî adında bir derviş geldi.
Gündüz Alp’i buldu ve Ona;
“Şeyhimin emriyle geldim. Bilesin ki Selçuklu ikbâlden düşer, siz, Selçuklu yerine geçersiniz” dedi.
Üç gün sonra
Resûl-i kibriyâ “sallallahü aleyhi ve selem” Gündüz Bey’in rüyasına girip;
“Ey Gündüz! Kayı Hân soyundan gelenler, yakında çok büyük bir devlet kurarlar. Onlardan biri Kostantiniyye’yi de fetheder. Git bul onları, bu müjdemi söyle ki, ona göre tedârik göreler” buyurdu. (Devamı yarın)