Üç günden fazla dargın durmak!..

Üç günden fazla dargın durmak!..

Güzel ahlak hakkında bazı hadîs-i şerîfler

“Müminin mümine üç günden fazla dargın durması helâl olmaz. Üç geceden sonra ona gidip selâm vermesi vâcib olur.”   Zeynül-Emnâ ibn-i Asâkir hazretleri hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 544 (m. 1149)’da Şam’da Selh kasabasında doğdu. Meşhûr târih ve hadîs âlimi İbn-i Asâkir’in yeğeni idi. 627 (m. 1230)’da Şam’da vefât etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerden bazıları: (Gazaba sebep olan şey karşısında hilm göstereni, Allahü teâlâ sever.)   (Allahü teâlâ, hayâ, hilm ve iffet sahiplerini sever. Fuhuş söyleyenleri ve sarkıntılık yaparak dilenenleri sevmez.) (Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ‘Yâ Rabbî! Bana ilim ve hilm ve takvâ ve âfiyet ihsân eyle!’ duâsını çok söylerdi.) (İlim ve sekîne sahibi olunuz! Öğrenirken ve öğretirken yumuşak söyleyiniz! İlim ile tekebbür etmeyiniz!) (İslâmiyete uyan ve yumuşak olan kimseyi, Cehennem ateşi yakmaz.) (Yumuşak olmak, bereket getirir. İşinde taşkınlık ve gevşeklik yapmak, gaflete sebep olur) buyuruldu. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:  (Rıfk sahibi olmayan kimseden hayır gelmez!) (Rıfk, insana ziynet verir, kusurlarını giderir.) (İlim, öğrenmekle, hilm de gayret ile hâsıl olur. Allahü teâlâ, hayırlı şey için çalışanı, maksadına kavuşturur. Kötülükten sakınanı, ondan korur.)  (Geçen ümmetlerin her birine fitneler verildi. Benim ümmetimin fitnesi, mâl, para toplamak olacaktır.) (Allahü teâlâ, insanları yaratırken, ecellerini, ömürlerini ve rızıklarını takdîr etmiştir.) (Yâ Rabbî! Beni sevenlere, hayırlı mal ver. Bana düşmanlık edenlere, çok mal ve çok evlat ver!) (Allahü teâlâya hüsn-i zan etmek, ibâdettir.) (Kendisinden başka ilâh olmayan Allahü teâlâya yemin ederim ki, Allahü teâlâ kendisine hüsn-i zan ederek yapılan duâyı, elbette kabul eder.) (Kıyâmet günü, Allahü teâlâ bir kulunun Cehenneme atılmasını emreder. Cehenneme götürülürken arkasına dönerek, “yâ Rabbî! Dünyada sana hep hüsn-i zan ettim” deyince, “onu Cehenneme götürmeyiniz! Kulumu, bana olan zannı gibi karşılarım” buyurur.) (Dört şey münâfıklık alâmetidir: Emânet olunana hıyânet etmek, yalan söylemek, vaadini bozmak ve ahdine gadretmek ve mahkemede doğruyu söylememek.) (Emîn olmayan kimsede îman yoktur. Ahdini bozan kimsede din yoktur.)  (Müminin mümine üç günden fazla dargın durması helâl olmaz. Üç geceden sonra ona gidip selâm vermesi vâcip olur. Selâmına cevap verirse, sevapta ortak olurlar. Vermezse günah, ona olur)

Comments are closed.