Uşaklı arkadaşın protestosu

Hakkâri Yüksekova’da askerlik yaptığım sene bir gün içtimada teğmenimiz dedi ki:

-Almanya’ya işçi alımı yapılacakmış. Gitmek isteyenler olursa adını yazdırsın…
Düşündüm… Askerlik dönüşü memlekete gideceğim… Köyde ne iş yapacağım? Hiç… Ama Almanya bir ekmek kapısı…
Kararımı vermiştim… Tezkere aldıktan sonra Almanya’ya işçi müracaatı yapacaktım… Nitekim öyle de oldu… Tezkeremi alır almaz köye gitmeden ver elini Gümüşhane… Müracaatımızı yapıp beklemeye başladık… 72’de kâğıdımız çıktı… Resmi kayıtlı olarak Almanya’ya gittik…
Orada yaşadığımız sıkıntıları kelimelerle anlatmam mümkün değil. Ne kaldığımız yer sağlıklıydı ne yatacağımız yer… Ne tuvalet vardı ne banyo… Firma yetkililerinden birisi, bize olan gizli düşmanlığından mıdır nedir elinden gelen her türlü kısıtlamayı yapıyordu…
Banyo yapmaya yer olmadığı için inşaatların bodrum katlarında banyo yapıyorduk… Ofiste bir tuvalet vardı. Şef, akşam giderken orayı da kilitleyip gidiyordu… Sen sabaha kadar dört dön… Ne yaparsan yap… Artık canımıza tak ettiği bir gün hiç unutmuyorum Uşaklı bir arkadaş dedi ki:
-Bu teresin anlayacağı dilden konuşmadan bu olmayacak…
Ne yapacağını bilemiyorduk ama hayli sinirli ve öfkeliydi… Çekip gitti. Geri geldiğinde de dedi ki:
-Yarın seyredin onun halini…
-Hayırdır ne oldu?
-Kapısının önünü tuvalet yaptım.
Donduk kaldık… Sabah olduğunda Alman şef geldi ki öfkeden kıpkırmızı… Haykırıyor işçilerin arasında bir sağa bir sola giderek:
-Bunu benim kapımın önüne kim yaptı? Çabuk çıksın ortaya!
Uşaklı arkadaş hiç çekinmeden ve istifini bozmadan çıktı:
-Kimseye bağırmana gerek yok. Ben yaptım, dedi…
Şef şaşırmıştı:
-Niye yaptın!
-Sen de niye tuvaletin kapısını her akşam kilitleyip gidiyorsun?!
Bu dikleniş karsısında şef sustu… Yutkundu… Bir başka kelime konuşmadan gitti…
O günden sonra tuvaletler de banyo da işçilere açıldı… Biz bu gurbet diyarında böylesi zorluklarla ekmeğimizi kazandık… Çoluk çocuğa karıştık. Burada iş güç sahibi olduk… Üniversiteli nesillerimizi yetiştirdik…
Ben artık emekliyim… Kurduğumuz firmada çocuklarım yönetici… Huzurumuz çok iyi.
Ama şu gerçeği de söylemek istiyorum ki izne geldikçe ülkemizin kalkınmışlığını görüyoruz… İnanın çok konuda Avrupa’dan ileri duruma gelmiş halde memleketimiz…
İstanbul’a indiğinizde hava alanı ve metrodan başlayıp iletişimdeki teknolojik altyapı, sağlıkta gelinen sosyal güvence ve hizmet ağı, otoyollar… O kadar mükemmel ki inanın Avrupa’da çoğu yerde yok… Ne diyeyim ülkemizin kıymetini bilelim…
H.B – Gümüşhane