Üstada saygı

Üstada saygı



Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, asrının bir teki olup, üstadı olan Zünnûn-i Mısrî hazretlerine karşı çok edepliydi.

Şöyle ki;

O hayattayken dînî bir konuda ağzını açmadı. Kendisine suâller sorarlardı.

Fakat o, üstadına edebinden dolayı cevap vermezdi.

Ama bir gün;

“Kardeşlerim! Dînî bir suâliniz varsa sorun, cevap vereyim” buyurdu yakınlarına.

Onlar şaşırıp;

“Hayırdır efendim, yılardır dînî konularda hiç konuşmazdınız. Hikmeti nedir ki şimdi istediğinizi sorun diyorsunuz?” dediler.

Büyük zât da;

“İnsanın hocası hayattayken dînden konuşması, edebe aykırıdır” buyurdu.

Araştırdılar…

Aynı gün hocasının vefat ettiğini öğrendiler.

● ● ●

Bu zât, ömrünün sonlarında hasta oldu. Öyle ki; eli ve ayakları hareket etmiyordu.

Ancak günde beş defâ, namaz vakitlerinde âzâlarına kuvvet gelir, namazlarını ayakta kılardı yine.

● ● ●

Bir gün bâzı sevdikleri;

“Efendim, ihlâs ne demektir?” diye sordular.

Büyük zât;

“İhlâs, her işi sırf ‘Allah için’ yapmaktır. Nice oruç tutanlar vardır ki, o oruçtan kârları, yalnız açlık ve susuzluk; nice ibâdet yapanlar da vardır ki, bundan kârları, sâdece yorgunluktur” buyurdu.

Comments are closed.