Üzerimizde kimlerin hakları var?..

Üzerimizde kimlerin hakları var?..



Üzerimizde Rabbimizin hakkı var, Peygamber aleyhisselamın hakkı var, annemizin, babamızın, hocalarımızın hakkı var, komşu hakkı var, evlatlarımızın hakkı var, hatta hayvanların bile hakkı vardır…

 

Üzerimizdeki haklar çoktur… En büyük hak ise Yüce Rabbimizindir. Bizi ve sahip olduklarımızı yaratan Rabbimizin bizde hakkı olmaz olur mu? O’nun hakkı, emirlerini yapıp haramlarından sakınmaktır. Peygamber aleyhisselamın hakkı var, annemizin, babamızın, hocalarımızın hakkı var, komşu hakkı var, evlatlarımızın hakkı var, hatta hayvanların bile hakkı vardır… Sevgili Peygamberimiz; eski kavimlerde meydana gelmiş bazı hadiseleri ibret alalım diye bize anlatıyorlardı. Mesela, bunlardan bir tanesi şudur: Bir adam çölde seyahat ederken susar. Yoldaki kuyulardan birine iner, suyunu içer ve çıkar, bakar ki, bir köpek çok susamış, susuzluktan yerdeki çakıl taşlarını yalıyor. Acımış hayvanın hâline. Yanında kabı da yokmuş, mecbur kalmış ayakkabısını su ile doldurmuş ve köpeğe vermiş. Bu hareketi Cenab-ı Hakkın o kadar çok hoşuna gitmiş ki, o kulunu bu yaptıklarından dolayı affetmiş…

Yine hadis-i şerifte bildirilir: Eski zamanlarda bir kadın, bir kediye kızar ve onu bir odaya kapatır, ona ne bir yiyecek verir, ne de dışarı salar! Neticede biçâre kedi açlıktan ölür. Bu yaptıkları Rabbimizin gadabını celbeder ve o kadını, o kediye yaptıklarından dolayı cehenneme atar. Acımayana acınmaz…

Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı altıdır:

1- Karşılaştığı zaman selâm vermeli. Selâm vermek sünnet, almak ise farzdır. Fakat selâm verenin sevabı, alanınkinden daha çok. Yani sünnet işleyen, farz işleyenden daha kârlı.

2- Davet edildiği zaman bir özrü yoksa, gitmeli. Davet edilen yerde günâh işlenmiyorsa gitmek sevaptır. Hele bu dâvet düğün yemeğine ise ki, ona “velime” denir, daha önemlidir. Hatta vaciptir diyen âlimler vardır.

3- Nasihat isterse ona nasihat etmeli. Hepimiz, her zamankinden daha çok nasihate muhtacız, ama kimsenin de kimseden nasihat istediği yok. Nasihat olunsak bile kızarız. “Nasihate karnım tok” deriz.

4- Aksırdığı zaman “Elhamdulillah” derse, ona “Yerhamukellâh” demeliyiz. Aksırmak Rahmandan, esnemek ise şeytandandır.

5- Hasta olduğu zaman ziyaretine gitmeli. Hasta ziyareti temiz elbise ile, güler yüzle yapılmalı. Hastanın hoşlanacağı sözler söylenmeli ve çok uzun oturmamalıyız.

6- Vefat ederse cenazesine gitmek, namazını kılmak vazifemizdir. İbret almalıyız onun bu hâlinden.

Ömür boyu çevresinde ölenleri gören ve onların cenazesini taşıyan insan zanneder ki; hep böyle devam edecek. Düşünmek gerekir ki; cenazesini taşıdığınız adam da çok cenaze taşımıştı, fakat bugün kendisi cenaze oldu. Bir gün de gelecek biz cenaze olacağız, unutmayalım…

Comments are closed.