Yâ Ali, çık şunun karşısına!

Uhud Harbi kızışmıştı!.. Küffarın arasından vücudu zırhlarla kaplı biri öne çıktı…
Ve bütün hiddetiyle “Ey Müslümanlar, karşıma er istiyorum!” diye bağırdı…
Efendimiz onu gördü.
Ve Hazret-i Ali’ye dönüp;
“Yâ Ali, çık şunun karşısına!” buyurdu
Ali bin Ebi Talip;
“Başüstüne yâ Resulallah!” dedi.
Ve çıkıp aslan gibi ilerledi!
Dikildi kâfirin karşısına!
Kâfir, bir hamle yaptı!
Ama işe yaramadı…
Allah’ın arslanı hiç fırsat vermeden zülfikârı hızla kaldırıp kâfirin boynuna şiddetle çaldı!..
Müşrikin çelik zırhı kâğıt gibi yırtıldı…
Kendi de kanlar içinde yere serildi!…
Tekbir sedaları yükseldi gökyüzüne!
Ali bin Ebi Talip, bu harpte on altı darbe almış ve yere düşmüştü…
O ara biri geldi yanına.
Ama tanımıyordu onu.
O kişi, kendisine;
“Kalk yerden yâ Ali… Saldır şu kâfirlere!” diye seslendi.
O da fırladı hemen.
Canlandı yeniden…
Ve hücum edip kaçırttı müşrikleri!
Ancak merak etmişti o kişiyi…
Zira tanımadığı birisiydi….
Harpten sonra olanları Efendimize anlatıp sordu:
“O zat kimdi yâ Resulallah?”
Efendimiz;
“Cebrail’di…” buyurdular.

Comments are closed.