Yâ Eba Bekir! Ali ne yaptı?

Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık anlatır: “Ben, Ömer bin Hattab ve Osman-ı Zinnureyn, Resulullah’a bazı müşkillerimizi sual edelim diye geldik.
Gördük ki kapının önünde koca bir arslan durur.
Biz ondan korktuk.
Ve geriye döndük.
Ben, o iki arkadaşıma, ‘Ali ibni Ebi Talib’den başkası bununla baş edemez’ dedim. Ömer geriye bakıp ‘İşte Ali de geliyor’ dedi.
Sonra Ali geldi.
***
Ben Ali’ye dönüp, ‘Yâ Ali! Bu arslan bizi korkutup geri döndürdü’ dedim. Ali, gömleğinin önünü açtı ve o arslana işaret edip ‘Gel, yenime/koynuma gir’ dedi.
Arslan söz dinledi.
Gelip yenine girdi.
Ali yenini kapattı.
Daha sonra Resûl-i kâinat Efendimizin huzuruna gittik.
***
Efendimiz Ali’ye sordu:
‘Yâ Ali! Nedir o yenindeki?’
Ali cevap verdi:
‘Yâ Resulallah! Bir arslandır ki Ebu Bekir, Ömer ve Osman’ı korkutmuş’ dedi.
***
Efendimiz tebessüm edip ‘Yâ Ali! O, arslan değil, bir melektir. Bir hatası sebebiyle bu surete dönüştürüldü. Bu kapıya, senden şefaat istemek için gelmiş’ buyurdu.
Biz hayret ettik.
Efendimiz, yine Ali’ye, ‘Yâ Ali! Ben ona şefaat ettim. Allahü teâlâ kabul etti. Şimdi yenini aç!’ buyurdu.
Ali ‘Başüstüne’ dedi.
Hemen yenini açtı.
O melek, bir yeşil kuş suretinde uçup gitti.
Giderken ‘Sadaka Muhammed!’ yani ‘Muhammed aleyhisselam doğru söyledi’ diyordu.”