“Yâ İlâhî! Bizi ateşte yakma!..”

“Yâ İlâhî! Bizi ateşte yakma!..”



Ahmed bin Mesruk hazretleri “rahmetullahi aleyh” Horasan’da yetişen bir velidir.

Haramdan çok sakınır, bu yüzden birçok mübahı da terk ederdi.

Onu gören “Evliya” olduğunu anlardı.

Her işte Allahü teâlânın rızasını düşünür ve;

“Yâ İlâhî! Bizi ateşte yakma” diye yalvarırdı.

Kalbini “Allah sevgisi” sarmıştı.

Sevdiklerine;

“Bir muhabbet, Allah için değilse o sevgi, onun için öldürücü zehirdir” buyururdu.

● ● ●

Bir gün sevdiği bazı gençler;

“Efendim gençlerin ibâdet yapması neden daha çok kıymetlidir?” diye sordular.

Cevabında;

“Gençlik çağında; insana musallat olan şeytan, nefis ve kötü arkadaş, o kişiye ibâdet yaptırmak istemez. Genç kimse buna rağmen namazlarını kılarsa, çok kıymetli olur ve yaşlı kimsenin yaptığı ibâdetten kat kat fazla sevap kazanır” buyurdu.

● ● ●

Bir gün de sevdiği bazı gençler;

“İslâmiyet’i öğrenmek herkese farz mıdır efendim?” diye sordular.

Cevabında;

“Evet, imân bilgilerini, sonra farzları ve haramları öğrenmek her Müslümana farzdır. Zira Peygamberimiz aleyhisselâm;

‘İlim öğretmek, sadaka vermek gibidir. Âlimlerden ilim öğrenmek, teheccüd namazı kılmak gibidir’ buyuruyor” diye cevap verdi.