Yâ Ömer, yanıma gel

Resul aleyhisselamın altmış üç yaşının son günleriydi. Minbere çıktı. Ve seslendi ki:
“Ömer bin Hattab nerededir?”
O cevap verdi ki:
“Buradayım yâ Resulallah!”
Buyurdular ki:
“Yâ Ömer, yanıma gel.” 
O da minbere çıktı.
Yanlarında durdu.
Resulullah onun yüzünü mübarek sinesine bastırdı. İki gözünün arasından öptü. Mübarek gözlerinin yaşı Hazret-i Ömer’in üzerine damladı.
Sonra döndü.
Yüksek sesle:
“Ey Müslümanlar! Bu, Ömer-ibnül Hattab’dır. Muhacir ve Ensar’ın büyüğüdür. Ben onu, Allahü teâlânın emriyle, kendime yardımcı ve müşavir olarak aldım” buyurdu.
***
Sözüne devamla;
“Bu, o kimsedir ki Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerimi bunun lisanı ve kalbi üzerine indirmiştir. Acı da olsa, hakkı kabul eder. Bu o kişidir ki şeytan ondan kaçar. Yarın cennet ehlinin ışığıdır” buyurdu.
Ardından:
“Allahü teâlânın, meleklerin ve bütün insanların laneti, buna düşmanlık edenlerin üzerine olsun. Allahü teâlâ, buna düşmanlık edenlerden uzaktır, ben de uzağım. Yâ Ömer yerine git” buyurdu.
O da minberden indi.
Ve yerine oturdu.
(“Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn” kitabından alınmıştır.)

Comments are closed.