Yâ Rabbî! Bu hâli benden al!..

Cerrahzade Muslihiddin Efendi, Anadolu erenlerinden gizli bir hazinedir. Çocukken bir “ilim sevdası” sarar onu.
Sonra “bir ateş” düşer içine.
Tasavvufa yönelir.
Tasavvuf konaklarını hızla aştığı sıralarda bir gün gözünden perdeler kaldırılır. Kabir ehlinin hâllerine vâkıf olur.
Derken yakınlarının hâlini merak eder. Kalbiyle teveccüh ettiğinde kimini nimetler içinde görür, kiminiyse azapta.
Bazısının kabri öyle sıkmıştır ki birbirine geçmiştir kemikleri.
Bunları görünce dehşete kapılır!
Korkar ve titrer!
Dayanamaz!
Kaldırır ellerini.
“Yâ Rabbî! Bu hâli benden al” diye yalvarır, dua eder.
O anda geri gelir perdeler.
Onu gören, Allah’ı hatırlar.
Sözleri tesir eder gönüllere.
Daima “Allah korkusu” içindedir!
? ? ?
Bir sohbetinde;
“Allahü teâlânın emirlerini yapmamak, hep kalbin bozuk olmasındandır. Kalbin bozuk olması da İslâmiyet’e tam olarak inanılmamasıdır. Mümin olmak için yalnız ‘kelime-i şehadeti’ söylemek yetişmez” buyurdu.
Dinleyenler sordu:
“Başka ne lâzım efendim?”
Büyük veli;
“Kalpte imân bulunduğuna alâmet, İslâmiyet’in emirlerini seve seve yapmaktır” buyurdu.

Comments are closed.