“Ya Resûlullah tenim siyah, Cennete girebilir miyim?”

“Ya Resûlullah tenim siyah, Cennete girebilir miyim?”



Peygamber Efendimizin huzuruna birisi gelip “Yâ Resûlallah, tenim siyah, fiziken de güzel değilim. Benim bu hâlim Cennete girmeye mâni midir?” diye sorar…

 
 

 

Dinimizde ırkçılık yoktur. Siyah bir Müslüman beyaz bir kâfirden çok üstün, çok daha kıymetlidir. Siyah olmak, imanın şerefini azaltmaz. Resûlullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) çok sevdiği Hazret-i Üsame ve Bilâl-i Habeşi hazretleri siyah tenli idi. Ebu Leheb ve Ebu Cehil kâfirleri beyaz idi. Allahü teâlâ insanın rengine değil, iman ve takvasına kıymet vermektedir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Rabbiniz bir olduğu gibi, babalarınız, dininiz ve Peygamberiniz de birdir. Arab’ın Acem’e, [Arab olmayana] Acem’in Arab’a üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızının karaya, karanın kırmızıya üstünlüğü yoktur. Hiçbir milletin diğerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.) [İbni Neccar]

               ***

Resulûllah Efendimize yıllarca hizmetle şereflenen Enes bin Mâlik hazretleri anlatır: Peygamber Efendimizin huzurunda bulunurken, Sa’d Selemî adında birisi gelip dedi ki:

– Yâ Resûlallah, tenimin siyah, fiziken de güzel olmamam Cennete girmeme mâni midir?

Peygamber Efendimiz buna şöyle cevap verdi:

– Hayır, derinin siyah oluşu Cennete girmene mâni değildir.

Bunun üzerine Sa’d dedi ki:

– Yâ Resûlallah! Bundan sekiz ay önce, ben cenâb-ı Hakka ve Resûlüne îmân ettim. Ancak, benim tenimin siyah oluşundan dolayı kimse beni kabul etmedi, herkes benden uzak durdu.

Peygamber Efendimiz, etrafına bakıp:

– Amr bin Veheb burada mı? diye sordu. Oradakiler:

– Burada yok, diye cevap verdiler.

Peygamber Efendimiz;

– Şimdi sen Amr bin Veheb’in evine git. Benden selâm söyle, Resûlullah, kızını bana vermeni istedi, diye bildir, buyurdu.

Amr bin Veheb’in güzel, iffetli bir kızı vardı. Siyah tenli kimse, hemen bildirilen yere gidip, kapıyı çaldı. Önce içeri almak istemediler. Sonra bir isteği vardır diye içeri aldılar. Fakat kendisinden çok sıkılmışlardı. Bir an önce niçin geldiğini bildirip, gitmesini bekliyorlardı. Nihayet Sa’d Selemî;

– Resûlullahın selâmı var, kızınızı bana vermenizi emir buyurdu, dedi.

Kızın babası, kızını, ilk defa gördüğü böyle siyahi birine vermeye razı olmadı ve onu geri çevirdi.

Sa’d evden çıktıktan sonra, talip olunan kız, babasına dedi ki:

– Babacığım sen ne yaptın? Ya bu kimseyi gerçekten Resûlullah gönderdiyse? Eğer o gönderdiyse nasıl olursa olsun evlenmeye râzıyım. Allahın Resûlünün uygun gördüğü şeye biz nasıl karşı gelebiliriz?

Kızının bu sözü üzerine, Amr bin Veheb hemen kalkıp Resûlullahın huzuruna gitti, yanına yakın bir yere oturdu…

Peki, bu evlilik gerçekleşti mi? Onun cevabı da yarına inşallah…