Yakın tarihe ait gerçekler

İnkılabın ikinci adamı İsmet Paşa ise, din değiştirmeye ilaveten bir de “Hocaları topyekün imha edip, ortadan kaldırmak” düşüncesindeydi. Bunu da Kazım Karabekir Paşa’dan dinleyelim: “ 16 Ağustos’ta İsmet Paşa ile görüştüm. 18 Temmuz’da teşkilat-ı esasiyye münasebetiyle Fethi Bey ve arkadaşlarıyla yaptığımız “İslamlık terakkiye manidir” münakaşasını ve Gazi’nin yakın zamanlara kadar her yerde “İslam dinini Kur’an-ı ve Hilafeti medh ve sena ettiğini” ve hatta pek fazla olarak Balıkesir’de minbere çıkıp aynı esaslarda “Hutbe dahi okuduğu” halde, dün gece heyet-i ilmiye karşısında Peygamberimiz ve Kur’anımız hakkında hatır ve hayale gelmeyecek biçimde konuştuğunu anlattım ve bu tehlikeli havanın Lozan’dan yeni geldiği hakkındaki kanaatin umumi olduğunu da söyledim.”
Sebil Dergisi, 20 Ocak 1976 tarih ve 1 numaralı nüshada şunlar yazılıdır: Bu mesele aşağı- yukarı aynen daha sonra yayınlanan şu eserde de mevcuddur: Kazım Karabekir- Paşaların kavgası İstanbul 1995 sh: 142 vd. Bu eseri okuyanlar, M. Kemal Paşa’nın etrafındaki insanların şöyle söylediklerine ilaveten kendisinin de benzer sözler söylediğini hatta: “Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkumdurlar!.. demiş olduğunu hayretle göreceklerdir. (sh:142)
(Kazım Karabekir):  19 Ağustos Pazar akşamı, Mustafa Kemal ve İsmet Paşalar, Latife Hanım ile birlikte bana akşam yemeğine geldiler. Keçiören’e giderken sağ tarafta kubbeli köşk denen mevkide, bol suyu ve büyücek havuzu olan bir köşkte kira ile oturuyordum. İsmet Paşa, Lozan’da iken Mustafa Kemal Paşa, Latife Hanımla birlikte, bir kere daha bana akşam yemeğine gelmişlerdi. 
Münakaşayı, İsmet Paşa ile ben yaptım. Mustafa Kemal Paşa sükunetle bizi dinledi. Mustafa Kemal Paşa Lozan’dan da aldığı hızla, ne iktisad Kongresinin ve ne de heyet-i ilmiyenin hazırladığı programlara ilgi göstermeyerek müthiş bir inkılap hamlesi teklif etti: “Hocaları toptan (ortadan) kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız. Bugün kudret ve prestijimizle bu inkılabı yapmazsak, başka hiçbir zaman yapamayız!..”
İlk Fethi Bey grubundan, sonra da Mustafa Kemal Paşa’dan işittiğim bu yeni inkılap zihniyetini, İsmet Paşa bir çırpıda tamamlıyordu. Aradaki zaman fasılaları kendiliğinden ortadan kalkarak, bu şahsiyetin üç maddelik programları kulaklarımda tekrarlandı: 1- İslamlık terakkiye manidir. 2- Arapoğlunun yavelerini Türklere öğretmeli. 3- Hocaları toptan kaldırmalı.
M. Kemal Paşa, sanki saltanatı ilga ederken şu sözleri söylemiş olan adam değildi: “… Bundan sonra makam-ı Hilafet’in dahi Türkiye Devleti için ve bütün Alem-i İslam için ne kadar feyizkar olacağını da istikbal bütün vuzühiyle gösterecektir. (İnşallah sedaları…) Türk ve İslam Türkiye Devleti, iki saadetin tecelli ve tezahürüne menba ve menşe olmakla dünyanın en bahtiyar bir devleti olacaktır. (İnşallah sedaları)” Uğur Mumcu’nun yazdığı kitapta şu bilgiler yer almaktadır: İsmet Paşa müthiş bir inkılap hamlesi teklif etti. “Hocaları toptan ortadan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız!” denilmektedir.