Yanımdaki altını nereden biliyorlardı?

Yanımdaki altını nereden biliyorlardı?



Hızımı azaltıp el edenlere yaklaştığımda içim “cız” etti. Bunlar silahlı iki eşkıya idi!..

 

Adapazarı’nı geçmiş, Kastamonu istikametine gidiyordum… Vakit akşamüstüydü. Şehir çıkışında yolun az ilerisinde bana el eden iki vatandaş gördüm.

Farkında olmadan ayağım frene gitti… İnsan el edenleri görünce yavaşlıyor elbette. Lakin hızımı azaltıp el edenlere yaklaştığımda içim “cız” etti. Bunlar silahlı iki soyguncu idi. Ellerinde pompalı tüfek durmamı işaret ediyorlardı.

O vakit aklım başımdan gide yazdı. Bunlar arabada külçe altın olduğunu biliyorlar mıydı yoksa? Yoksa sadece bir tesadüf sonucu mu benim aracıma denk gelmişlerdi?

Basıp gitse miydim? Arkamdan gelirler miydi? Arabaları var mıydı? Gitmesem beni öldürürler miydi?

Bu düşünceler içindeyken ön tekere iki el ateş edilmiş sağ ön teker gümletilmişti. Araba sağa çekip şarampole yuvarlanacakken zor durdum. Dedim buraya kadarmış.

İlkokul birinci sınıfa giden anasız kızım ile evde benden haber bekleyen yaşlı anam geldi gözlerimin önüne…  Eşimi kaybedeli dört yıl olmuştu. Zavallı yavrum şimdi bir de babasız mı kalacaktı? Ben ölürsem anneme ve o yavruma kim bakardı?

Bu duygular içersindeyken kapıyı açıp, kolumdan çekercesine aşağıya indirdiler.  Yüzleri maskeliydi. Tanımam mümkün değildi. Biri haykırdı:

-Altınlar nerede? Çabuk söyle!

Tamam, bunlar adrese teslim durdurmuştu beni…

-Arabada. Arka koltukta.

Diğeri hemen arabanın arka koltuğuna seğirtti. Dediğim gibi külçe altınlar orada duruyordu. Hemen getirdikleri bir çuvala doldurdu. Ardından başımda silahla bekleyen arkadaşına seslendi:

-Tamamdır!

Bu söz üzerine bir silah sesi duymamla birlikte yerden ayaklarımın kesilmesi bir oldu:

-Yandım Allah!

Yere yuvarlandığımda ölüyorum zannettim. Meğer profesyonelce ayağıma sıkmışlar. Arkalarından takip etme ihtimalini bitirmek için.

Nereden nasıl gittiler tam hatırlamıyorum bile. Arabanın önünde yerde yatıyorum. Neden sonra kendime gelebildim. Cep telefonumu almadıklarına da şaşırarak “Polis İmdat”ı aradım…

Yardımıma geldiler. Hastaneye kaldırıldım. Bu arada durumu ortağıma da haber vermek istedim. Öyle ya böylesi hassas bir durumda ona bilgi vermeyip de kime bilgi verecektim. Telefonu çalmaya başladı… Ama bir türlü cevap veren yoktu… Hayırdır inşallah… DEVAMI YARIN