Yanımdan çık git!..

Süfyân-ı Sevrî hazretleri, bir gün Ca’fer-i Sâdık hazretlerinin evine gitti ve huzûruna girip görüşmek için izin istedi. İzin alınca huzuruna girdi.
Hazret-i Ca’fer;
“Ey Süfyân! Sen, zaman zaman sultân ile görüşüyorsun. O seni arıyor, sen de ona gidiyorsun. Ben ise, Sultândan hep uzak duruyorum. Çünkü zamanımız bunu icâb ettiriyor” dedi.
Ve ardından;
“İşte ey Süfyân bu sebeple buradan çık git!” buyurdu. Hazret-i Süfyân; “Peki ama bir tek nasîhatinizi almadıkça aslâ gitmem” dedi.
Hazret-i Ca’fer;
“Allahü teâlânın bir ni’metine kavuşan kimse, buna şükrederse, işbu ni’met artar” buyurdu.
Buna ilâveten;
“Çünkü Hak teâlâ Kur’ân-ı kerîmde; ‘Nimetlerimin kıymetini bilir, onlar için şükreder ve emrettiğim gibi kullanırsanız, onları arttırırım. Kıymetini bilmez, bunları beğenmezseniz, elinizden alır, şiddetli azâb ederim’ buyuruyor” dedi.

DUÂ EDİN
Bir kimse, İmâmı Ca’fer hazretlerine geldi ve; “Yâ İmâm! Lütfen duâ buyurun, Allahü teâlâ bana çok mal, çok para versin ve bu para ile çok hac yapmamı nasîb eylesin” diye ricâ etti.
Hazret-i İmâm;
“Peki!” dedi ve el kaldırıp; “Yâ Rabbî bu kuluna, en az elli defâ hac îfâ edecek kadar çok mal ve çok para ihsân et” diye duâ etti.
Ve kabul oldu.
Nitekim o kişiye o günden sonra tam elli defâ hac yapmak nasîb oldu. Ellibirinciye niyetlenip yola çıktı. Ama nasîb olmadı. Âniden vefât etti.

Comments are closed.