Yanlışı tenkit -2-

3- Kabir azabını inkâr eden, Ehl-i sünnet olamaz. Bir hadis-i şerifte, (Kabir azabı haktır) buyuruldu. (Buhari) İmam-ı a’zam hazretleri buyurdu ki: Mümin suresinin (Onlar, sabah akşam ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı günde, “Firavun hanedanını azabın en çetinine sokun!” denilecek) mealindeki 46. âyet-i kerimesindeki, sabah akşam görecekleri azap, Kıyametten öncedir. Âyetin devamında onların şiddetli azaba sokulacağı bildiriliyor. Birincisi kabir azabı, ikincisi Cehennem azabıdır. (El-Kavl-ül-fasl)
İmam-ı Gazali hazretleri de, (Bu âyet kabir azabını gösteriyor) buyurdu. (İhya)
İmam-ı Süyûti hazretleri, kabir azabıyla ilgili Şerh-us-sudur isminde müstakil bir eser yazarak, Buhari, Müslim ve diğer hadis kitaplarındaki kabir azabıyla ilgili hadis-i şerifleri nakletmiştir. Her hadis kitabında kabir azabı bildirilmektedir. Kabir azabını inkâr eden, bütün hadis kitaplarını inkâr etmiş olur. Ehl-i sünnetin dışında kalır.
4- İbni Teymiyye gibi Cehennem ebedî değil denmesi, Kur’an-ı kerime aykırıdır. Birçok âyet-i kerimede Cennet ve Cehennemin ebedî olduğu bildiriliyor. (Bekara 25, Âl-i İmran 116, Maide 85, Enam 128, Tevbe 68, Hud 107)
5- Ehl-i kitab olan Yahudi ve Hristiyanların Cennete gideceğini söylemek Kur’an-ı kerime de hadis-i şeriflere de aykırıdır. Bir âyet-i kerime meali:
(Elbette, ehl-i kitab [Yahudi ve Hristiyan] veya müşrik olan bütün kâfirler Cehennem ateşindedir, orada ebedi kalırlar.) [Beyyine 6]
Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Beni duyup da, bana inanmayan Yahudi ve Hristiyan, Cehenneme girecektir.) [Müslim]
6- Kur’an-ı kerime tarihsel diyen, hükmü kalmadı diyen, Ehl-i sünnetten çıkmakla kalmaz, kâfir olur. Bir âyet-i kerime meali:
(Bugün, dininizi ikmal ettim. Size olan nimetlerimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçtim, beğendim, razı oldum.) [Maide 3]
İslamiyet’ten başka din aramak kâfirliktir. Allah başkasını kabul etmez. Bir âyet-i kerime meali:
(İslam’dan başka din arayan, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.) [Âl-i İmran 85]
BORÇLUNUN YARDIMI
Sual: Borçlu biri, dini yayan yani farz olan emr-i maruf görevini yapan yerlere yardım edebilir mi?
CEVAP: Taksitli borçları varsa, yardım etmenin hiç mahzuru olmaz. Günü gelmiş âcil borçlar varsa imkân nispetinde ödemeye çalışmalı. Bir kısmını da, emr-i maruf için harcar.