İstanbul Üniversitesine 60 ihtilalinden önce başlamıştım. Aynı fakülteden bir arkadaşım okulumuza çok yakın olan Site Öğrenci Yurdu’nda kalıyordu. Öğle namazlarını kılmak için o yurda giderdim. Yurtta sıcak su ve kalorifer vardı.
Bu arkadaşım bir gün Ankara’dan Halk Partili mebusların geldiğini ve öğrencileri miting yapmaya teşvik ettiklerini falan anlattı. Kimi öğretim üyeleri de dâhil, öğrencilere değişik vaatler yapılmış. Kimi dünyevi zevk ve eğlenceyle kimi yüksek notla gönüllü birer militan yapılmış.
Gerçekten de birkaç gün sonra İstanbul Üniversitesi bahçesine çadırlar kuruldu. Öğrenci gösterileri gündeme geldi… Yassıada duruşmaları işte bu atmosferde başlamıştı… Bir gün arkadaşım dedi ki:
“Bu gece bende kal, yarın seninle Yassıada’ya gidelim.”
O gece çok erken saatte yola çıktık. Dolmabahçe Camii avlusunda deniz kıyısında bulunan irtibat bürosuna geldik. Yassıada için biletlerimizi aldık. Adaya giden avukatlar ve mahkûm yakınlarıyla beraberdik.
Vapur iskeleye yanaştı. İndik. Yolun iki tarafına dizili askerlerin arasından geçip duruşmanın yapıldığı spor salonuna alındık.
Seyirciler için ayrılan yerlere oturduk. Bir müddet sonra mahkeme heyeti başkanı Salim Başol, Savcı Egesel, avukatlar ve Menderes, Bayar, milletvekilleri salona geldiler. Menderes çökmüş, sanki bitmişti.
Duruşma başladı. Salim Başol, radyodan dinlediğimiz açış konuşması falan derken Adnan Menderes’e söz verildi. Çok kibar, çok saygılı konuşuyordu. Başol ise sert, azarlayıcı, baskıcı, kırıcı biçimde müdahaleler yapıyordu. Duruşma bitti. Biz de vapura binip döndük. Bir tanesine şahit olduğum bu ve benzeri duruşmalar sonrası Menderes asıldı…
Ben daha sonra fakülteyi bitirip göreve başladım. 70’li yılların başında da askere gittim. O zaman Deniz Yedek Subay Okulu Yassıada’da idi. Biz yedek subay adaylarını Kasımpaşa’dan Yassıada’ya sevk ettiler.
Vapur Yassıada’nın iskelesine yanaşınca indik. Seneler sonra Yassıada’ya şimdi deniz yedek subay adayı olarak geliyordum. Altı aylık karacı eğitimini bu adada geçirecektik. Mevsim kış Yassıada çok soğuktu. Komutanlar saat 10.00’dan sonra Heybeliada’dan Atak isimli askerî bir deniz aracı ile geliyorlar. Denizci erler de Yassıada Eğitim Merkezinde eğitiliyorlar. Bu arada çok ciddi dersler yapıyoruz. Öğretmenlerimiz arasında üsteğmenler, binbaşılar, yarbaylar var.
Bir gün dersimize gelen bir binbaşıya yedek subay adayı arkadaşlardan birisi bir soru sordu:
-Komutanım, Yassıada duruşmalarında şahit olduğunuz bir olay var mı? Devamı yarın