“Yazık oldu zavallıya!”

“Yazık oldu zavallıya!”



Edirne’de yaşayan Allah dostlarından Şekmetî Mehmet Efendi hazretlerinin yanına, kötü huylu bir kişi gelir.

Sohbetini dinler.

Büyük zevk alır.

Ancak bir müddet sonra sessizce ayrılıp gider oradan.

Gelmez olur artık.

Onun ayrılmasına üzülür mübârek!

Yakınları;
“Efendim, niçin bu kadar üzülüyorsunuz?” derler.

Cevâbında;

“Nasıl üzülmeyeyim. O, bizden ayrıldı, ama ‘kötü huyları’ ayrılmadı ondan. Az daha bizimle olsaydı, kurtulabilirdi o kötü huylardan. Yazık oldu zavallıya” buyurur.

● ● ●

Bu zât, kerâmetlerini, insanların görmesinden gizlermiş.

Belli etmezmiş gayriye.

Ve sohbetlerinde;

“En büyük kerâmet, istikâmettir” dermiş.

Dinleyenler;

“İstikâmet nedir ki efendim?” diye sormuşlar.

Cevâben;

“Doğru yolda olup, hiç sapmadan yürümektir” buyurmuş.

Yine sohbetlerinde;

“Meşgûliyet nîmettir. Mutlaka bir işle iştigâl edin” dermiş.

Ayrıca sık sık;

“Evlâtlarım! Sizi, geçiminizi temin ederken görmek, câmi köşesinde görmekten, bana daha sevimli geliyor” dediği meşhurdur.

● ● ●

Bir gün de ona sorarlar:

“Güzel ahlâk nedir?

Cevap tek kelime:

“Kızmamaktır.”