“Yedi senedir emrini bekliyorum”

“Yedi senedir emrini bekliyorum”



“Çağrıldığında severek gider, söz konusu yere nazar eder orada su var mı yok mu bir bakışta anlardı.”
 

Toprağın, suyu bir sır gibi sakladığı eski Anadolu günlerinde insanlar, toprağın derinliklerindeki bu hazineye ulaşmak için büyük zahmetlere girer, günleri aşan su yolculuğuna çıkarlardı.

Su hayat demekti ne de olsa… Herkes, kendince bu yolculuğa çıkıp alın terini toprağa armağan etse de toprak kimi zaman nazlanır kimi zaman da aldatırdı insanları! Emekler boşa gider, eller suya değemediği için boynu bükük dönerlerdi.

Tâ ki o ortaya o çıkana kadar. Kendisi ne enteresandır ki toprağa şöyle bir bakışıyla derinlerinde su olup olmadığını, var ise ne kadar derinlikte olduğunu ve ne büyüklükte bir su damarı olduğunu anlayabilen biriydi.

Bu yüzden kimileri ona “Kâşif” derdi. Kimileri “Pir” derdi. O, Allah’ın izniyle su konusunda yanılmıyordu. Su olma ihtimali olan her yere çağrılırdı. O da severek gider, o yere nazar eder ve orada suyun olup olmadığını bir bakışıyla anlardı. Böylece dökülecek alın teri ve zahmetlerin insanların yüzünde tebessüme dönüşmesini sağlardı… Nice suyu kendi elleriyle gün yüzüne çıkartmış, nice suyun da çıkmasına vesile olmuştu. Nice insan ve hayvanat bu vesileyle nasiplenmiş, nice kuru yer yeşile dönmüştür. Hepsi onun vesilesiyle ve Allah’ın izniyle gerçekleşmiştir.

İşte “Pîri Koca Musa” böyle doğmuştu. Bıraktığı iz ve hayırlar, hâlâ Anadolu’da şırıl şırıl akmaya devam eder. Göremediğimiz nice dualar yankılanır yattığı toprağın bağrından. Zaman, insanların zihninden çalmaya çalışsa da Allahü teâlâ duyurur ismini her daim. Kimi zaman suyun damlalarında, kimi zaman rüzgârın sesinde, kimi zaman da su içen bir karıncanın ayak seslerinde Koca Musa’yı…

Koca Musa kim miydi?

Osmanlılar zamanında İstanbul’da yetişen büyük velilerden olup, “Merkez Muslihiddîn” lakabıyla meşhur olan, Denizli’nin Saruhanlı köyünde 1463 senesinde doğan ve 1551 senesinde İstanbul’da vefat eden “Merkez Efendi”nin ismiydi. Bir gün dergâhın bahçesinde namaz kılarken, secdeye vardığı bir sırada, yerden bir ses işitmişti:

“Yedi senedir yeryüzüne çıkmak için emrini bekliyorum. Allahü teâlâ, beni sıtma hastalığına şifa olarak yarattı.”

Merkez Efendi namazdan sonra talebelerine; “Burayı kazınız. Sıtmalılara şifa olacak bir su çıkacak” buyurmuştu. Kırmızımtırak bir su çıkmıştı ve “Niyet Kuyusu” ismi verilen bu kuyudan, sıtma hastaları su alır içerler ve Allahü teâlânın izniyle şifa bulurlardı.

         Mustafa Toklu-Aksaray