Yeni Libya’nın doğum sancıları…

Tunus’ta başlayan isyan dalgası, Orta Doğu’daki dikta rejimlerini bir bir tarih sahnesinin dışına itiyor… Kan ile gelen, kan ile beslenen Kaddafi de diğerleri gibi “Arap Baharı”ndan sızan kan ile gitti.
Yeni Libya, pek çok soru işareti ile doğuyor. NATO’nun gerçek hedefi Kaddafi mi? “Emperyalizm” bombaları, cidden halkın özgürleşmesi için mi yağdı? Bu operasyonun, petrol şirketleri Kaddafi kontrolünde olduğu için ABD’nin kontrol zaafından doğduğu aşikâr. Hatta, Fransız çıkarlarının bu operasyonda öncü rol üstlendiği de. Daha doyurucu bir ifadeyle, ABD, petrol üretim ve taşıma kanallarını güvence altına almak için Kuzey Afrika’da NATO şemsiyesi altına girdi. Buraya kadar anlaşılır. Ancak, asıl çatışma kimler arasında? Rakip şirketler ve uzantıları olan Batılı ülkeler mi? Birbirlerine atamadıkları bombaları Libya halkına mı yağdırdılar? Ya da “saklı hedef” Afrika’ya sokulmaya çalışan Çin olabilir mi? Biri ya da birileri, Çin ile iş birliği yapan ülke ya da ülkelere gözdağı vermek mi istiyor? Bu sorunun cevabı için dönüp Avrupa’ya bakın. Avrupa’da Çin ile yakın olan ülke var mı ve bu ülkenin Orta Doğu’daki etkinliği sınırlanacak mı? Zaman, bu sorunun cevabını da verecek.
Libya operasyonu, sadece Libya ile sınırlı kalmayacak. Trablus, ‘Arap Baharı’nın en hassas dönemecidir. Herkesin yerini ve rolünü belirleyeceği bir test sahasıdır. Peki, Türkiye bu işin neresinde? Kısa bir gecikmeyle şu anda doğru yerde. Kaddafi sonrası dönemin taşları döşenirken, Türkiye’nin, “Haçlı” etiketi taşısa dahi uluslararası sistemin dışında kalması düşünülemez. Davutoğlu’nun mevkidaşlarını geride bırakıp yeni Libya’ya açılan ilk dışişleri bakanı olması ileriye dönük stratejik bir hamle. Libya’nın dünya çapında bloke edilmiş 174 milyon doları serbest kaldığında birikmiş parasını alan ilk alacaklı Türk firmaları olacak. Görünen o ki, Türkiye, yeni Libya ile de ekonomik bağlarını sıkı tutacak. NATO üyeliği ve OIC başkanlığı göz önüne alındığında Trablus’taki yeni siyasi erk ile Batı arasında köprü kurma misyonu da doğal olarak Türkiye’nin olacaktır. Türkiye, Libya’da başarılı bir diplomasi imtihanı veriyor. Ankara, önümüzdeki süreçte Libya’nın uzun soluklu bir iç savaşa çekilmesini önlemelidir. Trablus’ta yeni yeni filiz veren Arap Baharı, Türkiye’nin Afrika açılımı için tarihî bir fırsatı da altın tepsi içinde sunuyor. Havayı koklayabilene, bakıp da görebilene…

Comments are closed.