Yetim duasıyla gelen hidâyet!

Resulullah
efendimiz, büyük zatlardan birine rüyasında şöyle buyurur: “Şam’a git!
Filan yerde bir dostumuz vardır. Ona selamımızı söyle!”

Allah adamlarından biri bizzat kendi yaşadığı hadiseyi şöyle anlatır:
Hac vazifemi yerine getirip, Mescid-i Haram’da oturmuştum. Uyku bastırdı. Rüyamda Resulullah efendimizi gördüm. Bana “Şam’a git! Filan mahallede, filan evde bizim bir dostumuz vardır. Selamımızı ona ulaştır” buyurdu. Uyanınca arkadaşlarıma durumu beyan edip Şam kafilesine katıldım…
Oraya
gittiğimde o evi bulup kapıyı tıklattım. Nur yüzlü bir ihtiyar çıktı.
“Sana, Allahü tealanın Resulünden selam getirdim” deyip gördüğüm rüyayı
anlattım. Ağladı. Kendisine, “Sen ne hayırlı bir iş yapmışsın ki
Peygamber efendimiz sana selam gönderdi?” dedim. Şöyle anlattı:
-Ben
Zerdüşt inancında bir ateşperest idim. Çocuğumu evlendiriyordum. O gün
koyunlar kesip, ziyafetler verdim. Âdetimize göre nikâh yapmak üzere
idik. Komşumuz dul bir kadın vardı. Yetim çocuklarına bakardı. Eli çok
dardaydı. Yemek bulmakta çok sıkıntı çekiyordu. Kadıncağız o gün ateş
almak bahanesi ile bizim eve geldi. Ateş aldı ve gitti. Müslümanları
sevmediğimizden, o kadına bu yemeklerden hiçbir şey vermedik. Eli boş
olarak geri döndü. Bir bahaneyle biraz sonra yine geldi. Fakat biz
kendisine yüz vermedik… Üçüncüde “Bunun bir sebebi olmalı” diyerek ona
hissettirmeden evinin dehlizine girdim. Yetimlerin seslerini duydum:
-Anneciğim
bir defa daha git! Belki bu sefer bir parça yemek verirler. Üç gündür
bir şey yemedik. Artık dayanamıyoruz, diyorlardı. Anneleri,
-Yavrularım!
Üç defa gittim, yüzsuyu döktüm, daha gidemem” diyordu. Çocuklar ise
“açız” diye ağlaşıyorlardı. İçim sızladı. Eve döndüm ve bir sofra
hazırladım. Yanında da birkaç dirhem gümüş ile onlara gönderdim. Kendim
de yine hissettirmeden evin dehlizine sokuldum. Yetimlerden en küçüğü
şöyle diyordu:
-Ağabeylerim ve ablalarım! Komşumuz bize ihsanda bulundu. Kendisine dua etmemek mürüvvetsizlik olur! Diğerleri;
-Doğru söylersin, ne dua edelim? dediler.
-Onun Müslüman olması için dua edelim, dedi. Ellerini kaldırdılar ve;
-Ey
Rabbimiz! Bu komşumuz bize izzet ve ikram ettiği gibi sen de onu İslam
ile aziz eyle ve hidâyet ver! dediler. Onların duası bitmeden Allahü
teala benim kalbimi açtı ve o anda Kelime-i şehadet söyledim…
İşte, benim yaptığım en hayırlı iş bu olmuştur.