Yiyeceğimiz yok!

Hazret-i Ömer (radıyallahü anh), İran’ı fethedip deve ve attan, koyun ve sığırdan, köle ve cariyeden, dirhem ve dinardan çok ganimet getirdi.
Ve bunları askere taksim etti.
Ama kendine bir şey almadı.
***
Gece vakti evine gelince hanımı “Neden bizim için de iki dirhem getirmedin, evde yiyecek bir şey yoktur” dedi.
Halife buna üzüldü.
Hanımına döndü.
Ve “Ey hatun! Korktum şu taifeden olmaktan ki Allahü teâlâ onların hakkında mealen ‘Dünya hayatında güzel nimetleri bol bol yiyerek iyi işlerinizin sevabını giderdiniz’ buyuruyor” dedi.
***
Sonra devam edip “Yine Allahü teâlânın, mealen ‘Dünyaya mağrur olup aldandılar’ ve ‘Sizi dünya hayatı aldatmasın’ buyurduğu kimselerden olurum diye korktum” dedi.
Hanımı dinliyordu.
***
Şöyle devam etti:
“Ey hatun! Kıyamet günü, Resulullah’tan uzak kalmaktan da korktum ki kendileri zaman zaman ‘Ey Allah’ım! Beni miskin/fakir yaşat, miskin olarak öldür. Kıyamet günü miskin olduğum hâlde, miskinlerle/fakirlerle beraber haşr eyle’ buyururdu” dedi.
Ve dışarı çıktı.
Mescide gitti.
Minbere çıkıp “Ey Müslümanlar! İçinizde bana iki dirhem kim borç verir. Ta ki yiyecek bir şeyler alıp eve götüreyim” buyurdu.
***
Sahabe bunu işitip ağladılar. Abdurrahman bin Avf kalktı. İki dirhem borç verdi Halifeye.