“Yüzü ak olarak can vermelidir”

“Yüzü ak olarak can vermelidir”



“Ölüm gelmeden önce, yapacak işi bilmeli, yüzü ak olarak, Allahü teâlâyı özleyerek can vermelidir.”

 
 

Kalburcuzâde Mehmed Efendi Celvetî tarikati şeyhlerindendir. 1165 (m. 1748)’de Bursa’da doğdu. Burada İsmail Hakkı Dergâhı’nda Celvetiyye tarikatına intisap etti. Tekkenin şeyhi reîsülmeşâyih Hikmetîzâde Meh­med Emin Efendi’ye damat oldu ve hizmetinde bulunarak icazet aldı. 1237’de (1822) Bursa’da vefat etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

“İnsanlar riyâzet deyince, açlık çekmeyi ve oruç tutmayı anladılar. Hâlbuki dînimizin emrettiği kadar yemek için dikkat etmek, binlerce sene nafile oruç tutmaktan daha faydalıdır. Bir kimsenin önüne lezzetli, tatlı yemekler konsa, iştahı olduğu hâlde ve hepsini yemek istediği hâlde, dînimizin emrettiği kadar yiyip, fazlasını bırakması, şiddetli bir riyâzettir ve diğer riyâzetlerden çok üstündür.”

“Bir farzı vaktinde yapmak, bin sene nafile ibâdet yapmaktan daha çok faydalıdır.” 

“Ölüm gelmeden önce, yapacak işi bilmeli, yüzü ak olarak, Allahü teâlâyı özleyerek can vermelidir.”

“Sebeplere yapışmak Allahü teâlâya güvenmeye mâni değildir. Sebepleri ve onlardaki tesirleri de o yaratıyor.” 

“Her şey, Allahü teâlânın varlığını ve sıfatlarını gösteren, birer işârettir.”

“Hayrı ve şerri yaratan Allahü teâlâdır. İyilik isteyenlerden râzıdır. Kötülük isteyenlerden râzı değildir.”

“Birkaç günlük zamanı büyük nimet bilerek, Hak teâlânın beğendiği şeyleri yapmaya çalışmalıdır.”

“Allahü teâlânın kıymet verdiği ilmi, onun sevmediği yolda kullanmak, çok çirkin bir iştir.”

“Büyük ihsân ve iyilik, kerîmlere güç gelmez.”

“İnsan tedbir alır, sebeplere yapışır, takdîri bilmez. Allahü teâlânın takdîri, kulun tedbîri ile değişmez.” 

“Gökler, yıldızlar, canlılar yok idi. Hepsi Allahü teâlânın yaratması ile var oldu.”

“Şefaatçi aramak tövbenin bir parçasıdır.” 

“Ölmek, felâket değildir, öldükten sonra, başına gelecekleri bilmemek felâkettir.”

“Sonsuz kurtuluşa kavuşmak için, üç şey muhakkak lâzımdır ilim, amel, ihlâs.”

“Ölülere duâ ve istiğfar etmekle ve onlar için sadaka vermekle, imdatlarına yetişmek lâzımdır.”

“Dünyâyı ele geçirmek için âhıreti vermek ve insanlara yaranmak için Allahü teâlâyı bırakmak ahmaklıktır.”

“Nefse kolay ve tatlı gelen şeyi saadet zannetmemeli, nefse güç ve acı gelenleri de şekavet ve felâket sanmamalıdır.”

“Birkaç günlük zamanı büyük nimet bilerek, Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmaya çalışmalıdır.”

Comments are closed.