Zemzeme hürmeti onda gördüm

Zemzeme hürmeti onda gördüm



“Hiç bu ağza o mübarek zemzem yakışır mı? İnşallah dua et şu zıkkımı bir bırakırsam…”

 

Arabada giderken dedim ki:

“Ya Ahmet Abi, keşke az önce öyle konuşmasaydın. Şimdi adam bunu bizden bilecek.”

Ahmet Abi bu kez bana celallendi:

“Şunun dediğine bak! Ya Sait! Ben adam sarrafıyım oğlum. Ben yıllardır insanlarla iç içeyim. Kim sahtekâr, kim değil, az çok bilirim. Mesela, sizin Enver Ören Ağabeyiniz. Eee, onu da görüyorum televizyonda… Adamın yüzünden belli aslanım, bak ona bir şey diyor muyum? Niye? Çünkü samimiyet var. Sen belki bilmiyorsun, Türkiye gazetesi benim evime her gün gelir. Aboneyim ben… Hem benim hanım hacı hatundur. Hacca gitti geldi…”

Ne yalan söyleyeyim siyasi görüşü uymaz filan da kalbi kırılır diye Ahmet Abiye gazetemizden henüz bahsetmemiştim, meğer gazetemize zaten abone imiş.

Dedim ki:

“Ya Ahmet Abi bilmiyordum. Ama çok sevindim, memnun oldum. O zaman zemzemi de, bizsiz içiyorsundur.”

Bu defa Ahmet Abi bir acayip oldu. Döndü dedi ki:

“Ya Sait beni derinden yaraladın… Ben içiyor muyum ki, sana da içireyim be.”

Gene içimden bir “eyvah” çektim. Üstüme vazife olmayan bir konuya girmiştim galiba?

“Boşboğazlığın ne lüzumu vardı şimdi?” diye hayıflandım.

Benim bu iç sesimi duymayan Ahmet Abi, bendeki durgunluğu görünce kendisi devam etti:

“Ya Sait! Sorsana bana… Sen niçin içmiyorsun abi desene.”

“Niçin abi?”

“Oğlum ben rakı denen merete ağzımı bulaştırmış adamım. O mübarek zemzemi hiç bu meretin üstüne kıyıp da içebilir miyim? Hiç bu ağıza o mübarek zemzem yakışır mı? Ah ah… İnşallah dua et şu zıkkımı bir bırakırsam, o zaman rahat rahat zemzemi içerim, inşallah.”

Ben ancak “İnşallah abi” diyebildim ama boğazım düğümlendi, gözlerime yaş yürüdü…

Bu Ahmet Abi birkaç sene önce vefat etti. Biz Ahmet Abiye Hakikat Kitabevi’nin yayınlarından hediye etmiştik. Meğer gerçekten de ne insan sarrafıymış… Ne delikanlı ne samimi bir adammış… Sevgili peygamberimizin bir hadis-i şerifini hatırladım. Onu da rahmetli Enver Ağabey’den dinlemiştik… Sevgili peygamberimize bir bedevi gelip Müslümanlığı kendince öğrenmek istediğinde ona buyuruyorlar ki: “Allah’ın emirlerine hürmetli ve saygılı ol… Allah’ın yarattıklarına şefkatli ve merhametli ol.” Dinin özü bu…

O Ahmet Abi de zemzeme bile bu kadar hürmet ettiğine göre demek ki Allah’ın emirlerine hürmeti vardı. Rabbim taksiratını affetsin, mekânını Cennet eylesin.

         Sait Yolaçan-İstanbul