Zeytinyağı, tuz ve ekmek

(Dünden devam)

Sonra mütevazı bir sofra geldi ki üzerinde şu üç şey vardı:
Zeytinyağı, tuz, ekmek.
Yemek yendi.
Er, o kutuyu Halifeye uzatıp “Bu, kumandan Mesleme’nin size hediyesidir” dedi.
Ama o kabul etmedi.
Hatta gadaba geldi.
Kutuyu geri verip “Git ona söyle, gazilerin hakkını bana yollamasın. Yoksa o da yanar, ben de!” buyurdu.
? ? ?
Hazret-i Ömer devrinde nice memleketler fethedilmiş ve ganimetler alınmışken Onun yaşayışı hiç değişmedi.
Arpa ekmeği yerdi.
Yamalı giyerdi.
Kızı Hazret-i Hafsa, o haşmetli günlerde babasını ziyarete geldi bir gün. Ancak babasının hırkası dikkatini çekti:
“Babacığım!”
“Söyle kızım.”
“Hırkanız çok eskimiş, üstelik de yamalı. Hani şöyle yeni bir hırka alsanız diyorum.”
? ? ?
Babası:
“Ey kızcağızım! Efendimiz bir gün bana ‘Yâ Ömer! Mahşer günü benim yanımda bulunmayı istersen şu yaşayışını hiç değiştirme!’ buyurdu” diye anlattı.
Ardından:
“Şimdi söyle kızım, Resulullah’ın bana vasıyeti böyleyken, eski yaşayışımı değiştirebilir miyim?” diye sordu.
Hazret-i Hafsa:
“Affet babacığım” dedi. (“Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn” kitabından alınmıştır.)

Comments are closed.