Zincirle gelen misafiri işte böyle ağırlarlar!..

Bugün “İstanbul’un manevi fatihi” büyük velîlerden Akşemseddin hazretlerinin vefat yıl dönümüdür. Bu mübarek zatın soyu hazret-i Ebu Bekr-i Sıddîk’a kadar ulaşır. 1390 (H. 792) senesinde Şam’da doğdu. Yedi yaşında babası ile Anadolu’ya gelip Amasya’nın Kavak nâhiyesine yerleşti. 15 Ocak 1460 senesinde Bolu’nun Göynük ilçesinde vefat etti…
***
Akşemseddîn hazretleri, müderristi. Onu iyi tanıyanlar kendisine, zamanın büyük velîsi Hâcı Bayram-ı Velî hazretlerine gitmesini tavsiye ettiler… O da hemen müderrislik görevini bırakarak, Ankara’ya gitti… Rastladığı bir kimseye, Hâcı Bayram-ı Velî’yi nerede bulabileceğini sordu. Adam, karşı sokakta, yanında iki talebesiyle gezen bir zâtı göstererek dedi ki:
– İşte şu gördüğün, dükkân dükkân gezerek para toplayan kişi Hâcı Bayram’dır.
Genç Akşemseddîn üzüldü, kalbi sıkıntıyla doldu. “Buralara kadar kendimi boşuna yormuşum” diyerek oradan uzaklaştı ve meşhur velî Şeyh Zeynüddîn-i Hâfî hazretlerine talebe olmak gâyesiyle Haleb’e doğru yola çıktı… Haleb’e bir konak mesafeye geldiğinde, bir hana indi. O gece enteresan bir rüya gördü. Korku, şaşkınlık ve dehşet içerisinde uyandı. Hemen geri döndü.
Rüyasında boynuna takılan bir zincir vardı ve ucu, Hâcı Bayram’ın elindeydi. Kendisi Haleb’e gitmek istedikçe Hâcı Bayram zinciri çekiyordu. Tam boğulmak üzere iken uyanmıştı. Rüyâ, tabîri gerektirmeyecek kadar açıktı. Akşemseddîn yolda “Ne yaptım ben, görünüşe aldandım” diyerek kendi kendine söyleniyordu…
Ankara’ya gelip, Hâcı Bayram-ı Velî’nin dergâhına ulaşınca, onun, talebeleriyle tarlada çalıştığını öğrendi. Hemen oraya koştu, fakat Hâcı Bayram hiç iltifât etmedi.

Akşemseddîn, diğer talebeler gibi tarlada çalıştı. Yemek vakti gelince, Akşemseddîn’in yüzüne bakmadı. Hâcı Bayram hazretleri, hazırlanan yemeği talebelerine taksim etti, kalanını da köpeklerin çanağına döktürdü. Bir tabak yemeği de Akşemseddîn’in yemesi için köpeklerin arasına koydurdu.

Akşemseddîn, bir onlara, bir de kendine baktı ve nefsine; “Sen buna lâyıksın!” diyerek, köpeklerin arasında tabağından yemeye başladı… Hâcı Bayram-ı Velî hazretleri, işte onun bu tevâzuuna dayanamayarak; “İşte şimdi kalbimize girdin, gel yanıma!” diyerek gönlünü alıp, sofrasına oturttu. Sonra da; “Zincirle zorla gelen misâfiri böyle ağırlarlar” buyurdu…
Hocasına tam bağlılığı ve ihlâslı gayreti sebebiyle, kısa zaman sonra Hâcı Bayram-ı Velî hazretlerinin halîfesi olmakla şereflenen Akşemseddîn hazretleri, artık hocası gibi tasavvufta zirveye ulaşıp, halkı irşâd etmeye başladı…