Ziyâeddîn Hakkâri

Ziyâeddîn Hakkâri hazretleri, Eyyûbîler devletinin en büyük devlet adamlarından ve fakîhlerindendir. Hakkâri’de doğdu. Cizre ve Halep’te tahsil gördü. Şam medreselerinde ders verdi. Sonra da Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin en kıymetli yardımcılarından biri oldu. Haçlı kuvvetleriyle savaşlar yaptı. 585 (m. 1189)’de Akka muhasarasında vefât etti.
Bu mübarek zat, bir dersinde buyurdu ki:
Resûlullah efendimizin sünnetine uymayı, Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîfler bildirmektedir. Allahü teâlâ, Nisa sûresi altmışbeşinci âyet-i kerîmede meâlen; “Aralarında ihtilâf ettikleri şeyde seni hakem kılıp hükmüne râzı olmadıkça, o hüküm sebebi ile kalblerinde darlık bulunmayıp, zâhir ve bâtınları ile sana uymadıkça, Rabbin hakkı için mü’min olamazlar” buyuruyor. Haşr sûresi yedinci âyet-i kerîmede de meâlen; “Resûlümün size getirdiklerini alınız, menettiklerinden sakınınız” buyuruyor. O hâlde Peygamber Efendimize “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” tâbi olmak farzdır, lâzımdır. Resûlullah efendimize uymamak, İslâm ni’metine saldırmaktır. Resûl-i ekrem Efendimiz bir hadîs-i şerîfte; “Getirdiklerime değil de, kendi isteklerine tâbi olanlarınız îmân etmiş sayılmaz” buyurmuştur. Diğer bir hadîs-i şerîfte de; “Sünnetimi zayi eden kimseye, şefaatim haram olur” buyurdu. Yine bir hadîs-i şerîfte; “Sünnetimi ihyâ eden, dirilten, beni ihyâ etmiş olur. Beni ihyâ eden, beni sever. Beni seven, kıyâmet günü Cennette benimle olur” buyurdu.
Meşhûr olan şu hadîs-i şerîfte Peygamber efendimiz buyurdu ki: “İnsanların bozulduğu, yolların, milletlerin ayrıldığı zamanda sünnetime yapışana yüz şehid sevâbı vardır. O zaman sünnetimi elde tutmak, ateş korunu elde tutmak gibidir. Onu ne atabilir, ne de tutabilir.” Uyulması gereken sünnet, ilk asrın şerefli insanlarının yürekten sarıldıkları sünnettir. Eshâb-ı Kirâm, Resûlullah efendimiz zamanında görmedikleri bir işi yapanı veya bir âdet ortaya çıkaranı gördüklerinde, az olsun, çok olsun, büyük olsun, küçük olsun, ibâdetlerde, muamelâtta, zikirde olsun şiddetle reddederlerdi.
Allahü teâlâ, Eshâb-ı Kirâmdan meydana gelen yanılmaları, yaratılmışların Seyyidinin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” sohbetinde bulundukları, O’nun hizmetine ve yardımına koştukları için af ve mağfiret edeceğini vadetmiştir. Onlar hakkında ağzı ancak iyilikle açmalıdır…

Comments are closed.