Zulmeden melik!..

Bir kimse anlatıyor: “Bir gün Zeynelâbidin Ali hazretlerine rastladım. Vaktiyle kendisine zulmeden meliki sordu.

Ben cevaben:
‘Bildiğim kadarıyla zulümlerine devam ediyor efendim’ dedim.
Çok üzüldü.
Yüz rengi değişti.
Ellerini kaldırıp:
‘Yâ Rabbî! Sen o zalime demir ve ateşle azap yap’ diye bir beddua etti.
Hac’dan sonra Kûfe’ye vardım.
O zalimi sordum bir dostuma.
Cevaben:
‘Önce bıçakla ellerini kestiler, sonra da ateşte yaktılar’ dedi.
Ben gayriihtiyari:
‘Sübhanallah! O beddua ne çabuk kabul oldu’ dedim.”
? ? ?
Bir sohbetinde “Kardeşlerim, İslâmiyet’in her emri ve her yasağı, biz kullar için büyük nimettir. Bu nimete şükretmezsek elimizden çıkar” buyurdu.
Dinleyenler:
“Nasıl şükredelim efendim?” dediler.
Büyük zat:
“Emirlerin şükrü, onları yapmakla, haramların şükrüyse onları terk etmekle yapılır” buyurdu.
? ? ?
Bir gün ev halkı ve hizmetçileriyle birlikte sahraya hava almaya çıktılar.
Sofrayı serip tam bir şeyler yiyeceklerdi ki bir ceylan uzaklardan koşarak gelip yanlarında durdu.
Ve yaklaştı sofraya.
Onlarla birlikte yedi.
Sonra da ayrılıp gitti.