Hazret-i Ebu Talha (radıyallahü anh), harplerde Resulullah’a saldıran müşriklere karşı vücudunu “siper” eder, hiç kimseyi Ona yaklaştırmazdı.
Ok atmakta “usta” olduğundan maharetle düşmana “ok” yağdırırdı.
Efendimiz de ona dua ettiği için okları hep isabet eder ve her oku “bir müşriki” cehenneme gönderirdi.
? ? ?
Harplerde daima Resulullah’la birlikte olur, Onu takib eder ve müşrik oklarının Sevgili Efendimize isabet edeceğinden çok fazla korkardı.
Bu sebeple;
“Yâ Resulallah! Anam babam, canım sana feda olsun… Mübarek başınızı kaldırmayın ki size bir ‘düşman oku’ isabet etmesin” derdi.
Bu konuda tir tir titrerdi!
Sonra yine ok atardı.
O, “okçuların pîri” idi.
Onun asıl derdi “Resulullah”tı.
Zira sık sık kendilerine;
“Yâ Resulallah! Onlar beni öldürmedikçe sana ulaşamazlar ve ben ölmedikçe size bir şey olmaz” der ve Resulullah’ı “kendi nefsine” tercih ederdi.
Sesi de gayet gürdü.
Ve harplerde “nâra” atardı.
Yani şiddetli bağırır ve gür sesiyle düşmana “korku” salardı!
Bunun içindir ki Efendimiz;
“Asker içinde Ebu Talha’nın sesi, ‘yüz askerden’ daha tesirlidir” buyururdu.