Doğru iman ve güzel ahlâk

Ahlâk bilgisi çok önemlidir. Çünkü insan ahlâk bilgisi ile, iyi ve kötü huyları, faydalı ve zararlı işleri anlar. İyi işleri yapıp, dünyada kâmil, kıymetli bir insan olur. Dünyada rahat ve huzur içinde yaşar. Kendisini herkes sever. Allahü teâlâ ondan razı olur. Ahirette de Rabbinin rızasına ve merhametine kavuşur. Saâdete kavuşmak için, iki şey lazımdır. Mes’ud ve bahtiyar kimse bu iki şeye kavuşan kimsedir.

Bu iki şeyden birincisi, doğru ilim ve imân sahibi olmaktır. Bu da, Muhammed aleyhisselâmın hayatını, ahlâkını öğrenmek ve onun sünnet-i seniyyesine uymakla ele geçer.
İkincisi, iyi huylu bir insan olmaktır. Bu ise fıkıh ve âhlak ilimlerini öğrenmek ve bunlara uymakla olur.
Bu ikisini elde eden kimse, Allahü teâlânın sevgisine kavuşur. Rabbimizin ilmi sonsuzdur. Kullarının bütün yaptıklarından haberdârdır.
Bütün saâdetlerin başı, kâmil iman sahibi olmaktır. O da Ehl-i sünnet vel cemaât itikadı üzere bulunmaktır. Herkesin, kalbini yanlış itikâtlardan, şüphelerden kurtarmaya çalışması lazımdır. Bir kimse, doğru imana kavuşur ve ahlâkı güzel olursa, yüksek ruhlara, yani peygamberlere, evliyaya ve meleklere benzer ve onlara yaklaşır…
“ACIMAYANA ACINMAZ!..”
Güzel huylu insan önce kendine faydalı olmalıdır. Kendisine faydası olmayanın başkasına faydalı olması zordur. İnsanın kendisine faydalı olduktan sonra, çoluk çocuğuna, komşularına, arkadaşlarına ve bütün insanlara faydalı olmaya çalışmalıdır.
İnsan kendisine şöyle faydalı olur:
Önce bütün kuvvetini, enerjisini ve her organını, ne için yaratıldı ise, o yolda kullanmalıdır. İslâmiyetin beğenmediği yerlerde kullanmamalıdır. Dinimizin gösterdiği güzel ahlâktan uzak olmamalıdır…
Amirler, idareciler, emrinde çalışan kimselere adil davranmalıdır. Cenab-ı Hakkın emirlerini yerini getirmelerinde onlara yardımcı olmalıdır. Emri altında olanlara merhamet etmeyenler, kıyamet günü Allahü teâlânın merhametinden uzak kalacaklardır.
“Men, lâ yerham, la yurham!” buyurulmaktadır. Acımayana acınmaz demektir.
İnsanlara merhâmet eden dünyada da, ahirette de saadete kavuşur. Dünyada insanlar onu çok severler, ona dua ederler. Öldükten sonra da onu rahmetle yâd ederler. Ahirette ise ebedi saâdete kavuşur…
Kötü huylu olanları ise ne Rabbimiz ne de insanlar sever. Öldükten sonra ona beddua etmeseler bile dua da etmezler…
Kötü huy hastalıktır. Vücut hastalığından daha tehlikelidir. Mutlaka tedâvi olmak lâzımdır.
Kötü huylar, kalbi, ruhu hasta eder. Hastalığın artması, kalbin, ruhun ölümüne sebep olur. Önce kalbi temizlemek lazımdır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allah katında kötü huydan büyük günah yoktur.) [Çünkü, bunun günah olduğunu bilmez. Tevbe etmez. İşledikçe, günahı kat kat artar.] (İnsanların hiç çekinmeden, sıkılmadan yaptıkları günah, kötü huylu olmaktır.) 
KÖTÜ HUY NEDİR?..
Peki, kötü huy nedir?..
Kötü huyun tarifi, kişiye göre, inanca göre değişir. Meselâ Hristiyanlıkta, şarap içmek iyi sayıldığı, dinî merasimlerde kırmızı şarap içildiği için, onlara göre şarap içmemek kötü huydur…
Hindular için de ineğe tapmamak, ona gereken saygıyı göstermemek kötü huydur..
Bunun için önce neyin iyi, neyin kötü olduğunu bilmek lâzımdır…
Müslümanların iyi veya kötüde ölçüsü dinimizdir. Biz bilemeyiz, Rabbimiz bilir. Bize hiçbir kötü şey emrolunmamış, hiçbir iyi şey de haram kılınmamıştır…
Kötülüklerin en kötüsü, küfürdür. Yani İslâm dinine inanmamaktır. Kafirin hiçbir iyiliği ahirette ona fayda vermez. Zulüm ile öldürülse bile şehid olmaz, Cennete girmez. İmânı olmayanın hiçbir iyiliğine sevap verilmez…
İnsanın ahlakı, arkadaşının huyu gibi olur. Ahlak, hastalık gibi bulaşıcıdır. Kötü huylu ile arkadaşlık etmemelidir. Hadis-i şerifte, (İnsanın dini, arkadaşının dini gibi olur) buyuruldu. Faydasız şeylerden, oyunlardan, zararlı şakalaşmaktan ve münakaşa etmekten sakınmalıdır. İlim öğrenmeli ve faydalı işler yapmalıdır…

Comments are closed.