Ahmed ibn-i Ardûn hazretleri Mâliki fıkıh âlimidir. 948 de (m. 1541) Fas’ta Edeldâl köyünde doğdu. Zamanın büyük âlimlerinden fıkıh, tefsir, hadis, kelâm, usul, matematik, mantık, astronomi ve tıp tahsil etti. Ardından memleketine dönerek fetva makamına getirildi ve talebe yetiştirdi. 992 (m. 1584)’de vefat etti.
Bir dersinde zekât ve sadaka vermenin fazileti hakkında buyurdu ki:
“Mü’minûn sûresi, 4. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: “Onlar (gerçek mü’minler) mallarından üzerlerine farz olan zekâtı eda ederler.”
Aynı sûrenin onbirinci âyet-i kerîmesinde de meâlen buyuruldu ki: “Onlar Firdevs Cennetine vâris olurlar ve orada ebedî kalırlar.”
Me’âric sûresi 35. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: “Bunlar, Cennetlerde (hesapsız) ni’metler ile ikram olunmuşlardır.”
Bekâra sûresi 261. âyet-i kerîmesinde buyuruldu ki: “Mallarını Allah yolunda infâk edenlerin (harcayanların) hâli, her başağa yüz daneli yedi başak bitiren bir tohumun hâli gibidir. Allahü teâlâ, dilediği kimseye daha kat kat verir (ki miktarını O’ndan başka kimse bilmez). Allahü teâlânın fadlı ve ihsânı çok geniştir. O, her şeyi bilicidir.”
Yine Bekâra sûresi 274. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: “Allahü teâlânın yolunda gece ve gündüz, gizli ve aşikâr mallarını infâk ederler (sarf ederler). Onların ecirleri (mükâfatları), Rableri katında hazırdır. Onlar için gelecekte bir korku yoktur ve onlar, geçmişte ve gelecekte mahzûn olmazlar.”
Yine Bekâra sûresi 276. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: “Allahü teâlâ, faiz ile elde edilenleri yok eder. İzlerini bile bırakmaz. Zekâtları verilen malları arttırır.”
Sebe sûresi 39. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: “Her neyi hayra harcarsanız, Allah onun arkasından (dünyâ ve âhırette) karşılığını verir…”
Hadîs-i şerîflerde de buyuruldu ki: “Her gün iki melek, Allahü teâlâya nidâ ederek; ‘Yâ Rabbî! Malını infâk edenin, infâk ettiği malının yerine yenisini koy (daha fazlasını ihsân eyle).
Sebe sûresi 39. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: “Her neyi hayra harcarsanız, Allah onun arkasından (dünyâ ve âhırette) karşılığını verir…”
Hadîs-i şerîflerde de buyuruldu ki: “Her gün iki melek, Allahü teâlâya nidâ ederek; ‘Yâ Rabbî! Malını infâk edenin, infâk ettiği malının yerine yenisini koy (daha fazlasını ihsân eyle).
(Malını infâk etmeyip, sımsıkı) tutanların ise, malını telef eyle!’ derler.”
“Sadaka, Rabbin gazabını söndürür.”
“Bir hurma parçası ile de olsa, (sadaka vererek) Cehennemden korununuz.”
“Gece ve gündüz sadaka veren kimseyi, Allahü teâlâ, yılan sokması sebebiyle ölmekten veya evin yıkılması sebebiyle ansızın ölmekten muhafaza eder.”